“Emperyalizmin psikolojik harp taktiklerinden biri de hedefteki ülkenin ulusal değerlerini tartışmaya açmaktır.”(Prof. Dr. Kerem Doksat) Göz boyama, yalan algı operasyonlarıyla, “Terörsüz Türkiye… Özgürlükçü Anayasa” diyerek Büyük Orta Doğu Projesindeki yeni bir aşamayı sahneye koymaya çalışıyorlar.

“Terörsüz Türkiye ve Özgürlükçü Anayasa” adıyla sahnelenen bir oyunda gözlerden kaçırılmaya çalışılan can alıcı nokta, PKK’nın fesih bildirgesi. PKK, sanki zafer kazanmış bir üslupla bildirgeyi kaleme almış. Bu özgüvenle, anayasa dahil yeni hukuksal ve idari düzenlemeler talep ediyor.

Daha beteri de şu: PKK fesih bildirgesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu sağlayan Lozan anlaşmasını doğrudan hedef alıyor. BOP’un bilinen yeni Sevr Haritasının taşlarını döşüyor. Kuruluşundan bu yana Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürtlere soykırım uyguladığını belirterek, terörü bu gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışıyor.

Bunları neden hatırlatma gereği duyuyorum?

CHP’nin kafası çok karışık da ondan... CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Mevcut anayasaya uymayan Erdoğan’la menemen bile yapmam” dedi. İyi güzel ama aynı Özgür Özel, Terörsüz Türkiye ve PKK’nın kendisini fesih kararı için, “Konu mecliste görüşülmeli tartışılmalı komisyon kurulmalı” önerisini de getirdi.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu birkaç gün önce T 24’ten Murat Sabuncu’nun sorularına verdiği yanıtta “Sayın Bahçeli’nin Terörsüz Türkiye sürecini Meclis’te ve geniş bir mutabakatla ele almayı öneren davetini çok önemli buluyorum, çok kıymet veriyorum” dedi.

Lozan’ı inkar eden, Türkiye Cumhuriyetini Kürtlere karşı soykırımcı ilan eden bu ipe sapa gelmez zırvalıkları ciddiye almaz da, “Kürt Meselesinin ve Terörsüz Türkiye’nin tartışılması gereken yer Meclistir” derseniz, Kürt meselesi denilen suni bir meseleyi değil, İstiklal Savaşını, Lozan’ı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığını sıradan bir yerde değil, Mecliste tartışmaya açarsınız. Bu tartışmalarda uluslararası camia, tarihe ya da kimin haklı olup olmadığına bakarak karar vermez. Emperyalizmin çıkarlarına göre karar verecektir. Ve zaten bu tartışmaları çıkaranlar da İstiklal Savaşından bugüne kadar hiç ara vermeden karşı devrim adına mücadele eden emperyalizmin güdümündeki Siyasal İslam ile ayrılıkçı Kürt hareketidir. Siz istediğiniz kadar “Erdoğan’la menemen yapmam” deyin, Terörsüz Türkiye tartışması, sonunda anayasa değişikliğine gider. Hedef laik ve üniter devlet yapısıdır.

Varlığınızın tartışmaya açılmasına onay vermek, ihanete ortak olmak demektir. Sonrasında istediğiniz kadar, “komisyonlarda üye sayımız, Mecliste vekil sayımız yetmedi, o nedenle engelleyemedik” bahanesine sığının. Mecliste konuşulmasını önermek, komisyona katılmak Cumhuriyet ilkelerine inanan ve size oy veren tabanın “Hayır varlığımızı tartışamazsınız” diyen toplumsal muhalefetini söndürmeye yarar. Bilerek ya da bilmeyerek Karşı Devrim figüranı olursunuz.