Gazi Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos Meydan muharebesinden sonra Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere okunmak üzere 1 Eylül 1922’de bir emir yayınlar.
“Ordular İlk hedefiniz Akdeniz’dir.”
103 yıl önce bugün verilen bu emrin arkasındaki askeri amaç, kaçan Yunan ordusunun kendisini toparlamasına fırsat vermeden İzmir’e kadar sürülmesi ve denize dökülmesidir. Savaş meydanlarındaki zaferden sonra diplomaside gelen Lozan zaferi ile Türkiye Cumhuriyeti kurulur.
Artık, yeni hedefler, yeni emirler zamanıdır. “İlk hedef Akdeniz”dir emrinin devamı, ya da başka bir ifadeyle ikinci hedef, yine Akdeniz’dir. İkinci hedef, yeni kurulan Cumhuriyetin ve toplumun çağdaş uygarlık seviyesini aşmasıdır.
“Ordular İlk hedefiniz Akdeniz”dir emrinin devamı binlerce yıldır bu topraklarda kurulmuş Akdeniz uygarlıklarını yeniden kurmaktır. Akdeniz ve Anadolu çağlar boyunca uygarlıkların beşiği olmuştur.
Gerek Osmanlı Saltanatı tarafından, gerek Batı dünyası tarafından binlerce yıllık Anadolu uygarlıkları, binlerce yıllık Türk tarihi ve kültürü unutturulmaya çalışılmıştır. Bu topraklar, binlerce yıldır döneminin en çağdaş uygarlıklarını inşa etmiş olmasına rağmen, Osmanlı bu uygarlıklara sahip çıkmamış, Batılı devletler de Anadolu’daki Türk gerçeğini inkâr etmek için “Köksüz ve Barbar Türkler” diye aşağılamış, uygarlığın başlangıcını Atina ve Roma’ya dayandırmaya çalışmışlardır. Hititleri, Sümerleri yok saymışlardır.
Son on yılda arkeoloji dünyasında büyük bir heyecan uyandıran Göbeklitepe’yi hatırlayın. Anadolu’daki Türk uygarlık tarihini 12 bin yıl geriye götüreceği anlaşılınca, Göbeklitepe kazıları bilinçli olarak durduruldu.
Atatürk’ün İlk Hedefiniz Akdeniz’dir ve Çağdaş uygarlık düzeyini aşma hedefi, bu topraklarda, Hititlerden, Osmanlı’ya tüm kültür mirasına sahip çıkmayı da içinde barındırır.
Ekonominin kendi kaynaklarına dayalı olarak kalkınmasında sanayinin kalesi Sümerbank, madenciliğin kalesi Etibank boşuna seçilmiş isimler değildir. Bu toprakların Osmanlı döneminde inkar edilen tarihsel birikimine, Akdeniz uygarlığına sahip çıkıp yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık düzeyini yakalama ve aşma hedefini ifade eder.
Peki bugün durum ne? Tarihin derinliklerinden gelen Akdeniz uygarlıklarını, Anadolu uygarlıklarını unuttuk, Orta Doğu’nun bataklığına saplandık. Çağdaş uygarlık bir yana, her geçen gün biraz daha Orta Çağ karanlığına gömülüyoruz.
Ayrıca 1 Eylül Dünya Barış Gününü kutluyorum. “Yurtta barış, cihanda barış…”