Ben bu yazıda, kış aylarında keyifle gezilebilecek, tadı damağınızda kalacak; Ege Bölgesi’nin kıyısında köşesinde kalmış rotalardan söz etmek istiyorum. Pazar alışverişlerini seviyorsanız, öncelikle Cumartesi günü Ödemiş, Salı günü ise Tire Pazarı’nı ziyaret etmenizi öneririm
Son yıllarda yurtdışı gezilerine olan ilgi gözle görülür biçimde arttı. Yaklaşık altı yıldır Ayvalık’ta yaşıyorum ve bu durumu en net burada gözlemliyorum. Özellikle yaz aylarında ve uzun süreli tatillerde, gümrük kapısından belediye binasına kadar uzanan kuyruklar oluşuyor. Sosyal medyada takip ettiğim arkadaşlarımın birçoğu, Yunan adalarının yanı sıra Balkanlar’ı ve Karadağ’ı tercih ediyor. Ancak Karadağ kapısının, anlaşılması güç bir gerekçeyle vizesiz geçişlere kapatılması bu rotayı şimdilik devre dışı bıraktı. Buna rağmen Viyana, Budapeşte ve Prag gibi Orta Avrupa şehirleri hâlâ büyük ilgi görüyor; kış aylarında bile seyahat paylaşımları eksik olmuyor.
Pazar alışverişleri için
Ben ise bu yazıda, kış aylarında da keyifle gezilebilecek, tadı damağınızda kalacak; Ege Bölgesi’nin kıyısında köşesinde kalmış rotalardan söz etmek istiyorum.
Pazar alışverişlerini seviyorsanız, öncelikle Cumartesi günü Ödemiş, Salı günü ise Tire Pazarını ziyaret etmenizi öneririm. Gerçek köylü pazarlarıdır bunlar; tarladan tezgâha uzanan yolculuğun izlerini her adımda görmek mümkündür. Üstelik artık bu yolculukları trenle yapmak da mümkün.
Basmane’den kalkan TCDD’ye ait bölgesel trenlerle İzmir–Ödemiş ve İzmir–Tire hatlarında ulaşım sağlanıyor. Yapılan saat düzenlemelerine rağmen bilet fiyatlarında herhangi bir artış yok. İzmir–Ödemiş hattında bilet ücreti 150 TL, İzmir–Tire hattında ise 125 TL olarak uygulanıyor.
Bilgi amaçlı not düşmek gerekirse:
Basmane–Ödemiş ilk sefer 06.35, son sefer 21.20;
Ödemiş–Basmane ilk sefer 05.00, son sefer 18.20.
Basmane–Tire ilk sefer 10.30, son sefer 19.00;
Tire–Basmane ilk sefer 06.20, son sefer 16.40.
Benden duyurması…
Gerçekten keyifli bir yolculuk yapmak istiyorsanız, trenle bir hafta sonunu bu bölgede geçirmek harika bir fikir. Tire köftesinin tadı bambaşkadır; Ödemiş köftesi ise kendine has lezzetiyle ayrı bir yere sahiptir. Ödemiş’te ayrıca yaklaşık 130 yıllık tarihi bir fırında yapılan Töngül pidesini mutlaka deneyin; benzerini başka bir yerde bulmanız zor.
Aracınızla yola çıkacaksanız, kışın günlerin kısa olduğunu unutmayın; hava hızla kararıyor. Erken saatte çıkıp kısa sürede çok yer gezmek isteyenler için ideal bir rota şöyle olabilir:
Cumartesi sabahı Bayındır’da çarşı içinde sıcak bir çorbayla mola, ardından Ödemiş Pazarı’nda köylü tezgâhlarından alışveriş ve öğle saatlerinde efsane Ödemiş köftesi ile küçük bir lezzet şöleni…
Ve tabii ki Birgi…
Ödemiş’in tarih ve kültür mirası Birgi Köyü’ne uğramadan bu rota tamamlanmış sayılmaz. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) “2022 En İyi Turizm Köyleri” listesine Türkiye’den giren tek köy olan Birgi, aynı yıl “Dünyanın En İyi 32 Turizm Köyü” arasında yer aldı. Yemyeşil sokakları, titizlikle korunmuş tarihi yapılarıyla insanı adeta 500 yıl öncesine götürüyor. Tarihi binalardaki kahvehanelerde çay içip yorgunluk atabilir, cıvıl cıvıl meydanında kısa bir mola verebilirsiniz.
Buradan Gölcük ve Bozdağ için de ideal bir zaman. Geçtiğimiz haftalarda başlayan ve zeminde tutunan kar, Bozdağ’ın zirvesine iyice yerleşmiş durumda. Otel ve pansiyonlarda yer bulmak zor; konaklamayı düşünenlerin mutlaka önceden rezervasyon yaptırması gerekiyor.
Bozdağ’a Turgutlu–Salihli karayolu üzerinden günübirlik bir gezi de yapılabilir. Yeşilin her tonunu barındıran bu yol, başlı başına bir keyif. Zirvede yer alan Dokuzçeşmeler ve çevresindeki rengârenk satıcılar insanı durmaya davet ediyor; geçip gitmek olmaz.
Kasabanın tek meydanında sağlı sollu dizilmiş tezgâhlarda Bozdağ’ın meşhur patatesi ve elması kasa kasa satılıyor; almayı ihmal etmeyin. Öğle saatlerinde küçük bir dükkânda katmer yiyebilir, Bozdağ’a özgü köpük ve yaz helvasından satın alabilirsiniz. 500–600 yıllık dev kestane ağaçlarından gelen kestane ve cevizlerin tadı ise bir başka… Yükseklerde yetişen meyveler gerçekten farklı oluyor.
Dönüş yolunu tekrar Ödemiş üzerinden planlayabilirsiniz. Kara fırında pişen nefis köy ekmeğinden alıp İzmir’e öyle dönün.
Gelelim Yeşil Tire’ye…
Tire Ovası; eteklerinde eski evlerin sıralandığı mahalleleri ve ovaya doğru sinsice yayılan modern konutlarıyla, her geçen gün büyüyen bir ilçe. Köylerde kadın, erkek, çocuk herkes aynı telaşın içinde. Ağaçtan yeni toplanmış cevizlerin en lezzetli hâli bu mevsimde yenir; özellikle tavsiye ederim.
Toptepe’den ilçe merkezine inerken eski mahallelerden mutlaka geçin. Anadolu mimarisinin izlerini taşıyan evler; çivit mavisi, hardal, vişne, güneş sarısı ve yeşilin canlı tonlarıyla boyanmış, göz alıcı bir görüntü sunuyor.
Nasıl ki Ayvalık’ın ünlü Perşembe Pazarı varsa, Tire’yi de hakkıyla gezmek isteyenlere Salı günü gelmelerini öneririm. Türkiye’nin en büyük açık pazarlarından biri burada kuruluyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde “Şehr-i Muazzam Tire” diye söz ettiği ilçede, geçmişten günümüze ulaşan ve restore edilerek yaşatılan pek çok tarihi yapı bulunuyor.
Tire Çarşısı’nı mutlaka gezin; semerciye, keçeciye, çizmeciye, bakırcıya uğrayın. Tarihi istasyona gidin, onarılmış yapıları görün, yanındaki kahvehanede çay için. Tire Süt Kooperatifi’nin marketinden doğal ürünler alın ve elbette ünü ilçe sınırlarını aşan Tire köftesini yemeden dönmeyin. Baharatsız, kendine özgü pişirme tekniğiyle bambaşka bir lezzet. Ve son nokta: Karadutlu lor tatlısı. Yemedikten sonra “Tire’yi gördüm” demek eksik kalır. Yalnızca bu ilçeye özgü olan bu tatlının tadı aklınızda kalır. Karadut reçelinden alırsanız, bu keyfi evinizde de sürdürebilirsiniz.
Tire’ye gitmişken bir rota daha önereyim: İncirliova yolu. Yorulmaktan bile keyif alacağınızdan eminim. Kış rotaları benden; uygulaması bu yazıyı okuyanlardan… Keyifli hafta sonları olsun.