Önceki gün TÜİK, Türkiye ekonomisindeki mucize büyümenin haberini verdi.

Yurttaşlar, geçim sıkıntısı altında inim inim inlerken, esnaf sattığı malı yerine koyamazken, KOBİ’lerde konkordatolar iflaslar patlarken, işsizlik alıp başını gitmişken, Türk ekonomisi yılın ikinci çeyreğine yıllık bazda yüzde 4.8 büyümüş.

TÜİK bu veriyi açıklar açıklamaz, herkes birbirine baktı. Etrafta büyüyen var mı? Evet büyüyen var. Adaletsiz gelir dağılımı ve vahşi ekonomi politikaları sonucunda ülkenin kaynaklarını kendine yontan küçük bir kesim var. Nüfusun yüzde 15-20’lik kesimi gelirini artırıyor. Zaten orta direk kalmadı, nüfusun yüzde 80’i yoksulluk sınırı ve altında yaşıyor. Bu kesim, ekonomi büyüse de büyümese de, her geçen sene daha fazla refah kaybına uğruyor.

Artık, ekonomi biliminden anlamayan ama ekonominin gerçeğini çok iyi yaşayan yurttaş, açıklanan enflasyonun da, makyajlanmış ekonomik büyümenin de masal olduğunun farkında.

Benim büyüme ile ilgili olarak söylemek istediğim ve işkillendiğim bir başka konu var. TÜİK, kişi başına düşen milli geliri hesaplarken, toplam ulusal geliri (GSYH) nüfusa bölüyordu. “Artık güncelleme yapacağım, Göç İdaresinden aldığım verilere göre, Türkiye’deki sığınmacıları da hesaba katacağım” diye bir açıklama yaptı. 2024 kişi başı milli gelir hesaplarını da güncelledi.

Buna göre ortalama olarak, 2024 yılında kişi başı milli gelirimiz 15 bin 463 dolardan 15 bin 325 dolara düştü. Kişi başı 138 dolar azaldı.

Ve 2024 yıl nüfusumuz da 85 milyon 665 bin kişi idi. Milli Gelir hesabımıza göre 2024 yılı nüfusumuz 88 milyon 630 bine yükseldi. 2 milyon 965 bin kişi arttı.

İşkillendiğim konuya gelince… Sığınmacılar 2013 yılından itibaren geldiler. Suriye’de iç savaş bitti. Geçici statüde ikamet eden sığınmacılar gitmediği gibi, siyasi iktidar da göndermek bir tarafa, onları kafasındaki Yeni Türkiye projesine dahil etmek istiyor. Emperyalist güçler ve Meclisteki açılım komisyonu, Türk milleti tanımı değiştirip, Türkiyelilik gibi bir kavram uydurmaya çalışıyorlar. Osmanlı Millet sistemine benzer bir sistemi telaffuz ediyorlar.

Cumhurbaşkanı, birkaç kez üstüne basa basa Türk-Kürt-Arap ekseninde yeni bir Türkiye’den söz ediyor. Hal böyle olunca, milli gelir hesaplarında nüfusa eklenen 2 milyon 965 kişi, yarın öbür gün vatandaşlığa alınıp seçmen listesine eklenir mi? Ana muhalefet partisi CHP’yi uyanık olmaya çağıracağım ama bu konuda onların da sicili temiz değil ki…

Veri madenciliği yapan gönüllü kuruluş Polimetre’nin Başkanı Günal Ölçer, 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden önce bir rapor yayınlayarak, ardından da genel merkezde brifing vererek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetimini uyardı. CHP’nin bilgi işlem merkezi ve sorumlusu zamanın Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’e göre, Suriye, Afganistan, İran, Irak ve Libya doğumlu seçmenlerin sayısı 240 bin civarındaydı. Polimetre’nin tespitlerine göre 319 bin 357 idi. CHP bilgi işlem merkezi seçimlerde yurt içinde ve yurt dışında oy kullanacak, Türkiye dışı doğumlular hakkında hiçbir açıklama yapılmazken, Polimetre, yurt dışı doğumlu 2.5 milyon seçmen tespit etmiş, bunların yarısının yurt dışında, yarısının Türkiye’de oy kullanacağını, hatta hayatında hiç Türkiye’ye gelmemiş, Suriye’de doğan, Suudi Arabistan’da oy kullanacak seçmenlere kadar isim isim açıklamıştı. Ben bu raporları o tarihlerde uzun uzun Tele1’de anlattım. Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, defalarca basın toplantısı düzenledi, yazılı açıklama yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da CHP’nin ilgili Genel Başkan yardımcısı Onursal Adıgüzel’den ses çıkmadı.

Ben yine de sorumu sorayım. Milli Gelir hesaplarına eklenen 2 milyon 965 bin kişi nüfusa ve seçmen listelerine kaydedilir mi? Ekonomi büyüdü masalları anlatılırken, seçmen sayısı büyür mü?