5 Haziran Dünya Çevre Günü… Aynı zamanda Türk amatör denizciliğinin meşalesini yakan, büyük denizci, büyük çevreci Sadun Boro’nun da aramızdan ayrılışının 10. Yıl dönümü. Sadun Boro, iyi bir eğitim ve iş kariyerine sahipti. Ama yüreğindeki macera ve keşif tutkusu, yelken ve deniz aşkı, onu yeni bir dünyaya çağırıyordu. Yüreğinin sesini dinledi, 37 yaşında meslek kariyerinin zirvesinde görevi bıraktı. Alman asıllı eşi Oda Boro ile 1965 yılında 10 metrelik yelkenli tekneleri Kısmet ile dünya turuna çıktı.

Türk bayrağını dünya denizlerinde dalgalandıran ilk Türk denizcisidir. 1965-1968 yılları arasında 3 yıl süren bu büyük macera o tarihlerde Hürriyet Gazetesi’nde dizi yazı olarak yayınlanmış, büyük yankı uyandırmıştı. Daha sonra bu geziyi kaleme aldığı Pupa Yelken kitabı yayınlandı.

O tarihlerde, aralarında benim de bulunduğum 10-18 yaş aralığında on binlerce çocuk ve gencin kahramanı olmuş, bizim kuşağa denizcilik sevgisi aşılamıştı. Çok sayıda çocuk ve genç, Sadun Boro’nun etkisiyle denizciliğe merak sarmış, kimi amatör denizci olmuş, kimi donanmaya yazılmış ileriki yılların gezgin denizcileri, kahraman deniz subayları, amiralleri olmuştu.

Ben Sadun Boro’nun Pupa Yelken kitabını okuduğumda 12 yaşındaydım. 30’lu yaşlarımda yelkenli tekne sahibi oldum. Daha sonra Sadun Boro ile tanıştım. Beni manevi evladı gibi sevdi. Ondan denizcilikle ilgili çok şey öğrendim. Dünya turu yapamadım ama 35 yılı aşkın Türkiye ve Yunanistan kıyılarında dolaştım.

Sadun abi, denizciliğinin yanı sıra çok sıkı bir çevreci idi. Sevgili Can Pulak’la birlikte, denizlerin ve dantel gibi ormanlarla çevrilmiş Ege kıyılarının korunması için çaba gösterir, bizleri toplar, bizlere çevrenin korunması, genç kuşaklara denizin sevdirilmesi için görevler verirdi.

Sadun abinin en çok sevdiği ve özelikle sonbahar ve kış aylarını geçirdiği koy, Gökova’daki Okluk Koyu idi. Buranın korunması ve buraya gömülmesi için vasiyeti vardı. Maalesef bu vasiyeti yerine getiremedik. Ölümünden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, o güzelim koyda ağaçları kestirerek kocaman bir yazlık saray yaptırdı, koyu denizcilere kapadı. Doğa tahribatı, sadece Okluk koyu ile sınırlı kalmadı. Bugün yat turizminin en önemli sermayesi olan bakir koylar ve ormanlar, yandaşlara peşkeş çekiliyor, betonlaştırılıyor.

Büyük denizciyi Sadun Boro ve eşi Oda Boro’yu rahmetle, şükranla anıyorum. Huzurlarda