Paris’in tam göbeğinde, Strasbourg–Saint-Denis, nam-ı diğer Türk mahallesinin kalabalığına karışmış marketler ve restoranlar var. Şehrin karmaşası kapının dışında kalırken, kapı kolunu çevirdiğiniz anda sizi başka bir atmosfer karşılıyor: İçeride çaydanlıktan gelen buhar, bir köşede televizyon -ama hep uslu kanallar açık-, masalarda oturanların seslerinde ise kırk yıllık bir yorgunluk var. Dışarıdaki hayat hızla akarken, burası sanki zamana karşı direnen bir ada gibi duruyor.
Ben ara sıra oraya gidiyorum. Hem Fransız marketlerinde bulamadığım malzemelerimi almak, hem de gitmişken Türkçe sohbet edip bir çay içmek için. Bir bardak çayın yanında, tarihin ve insan kaderinin iç içe geçtiği hayatları izliyorum. Oradaki her yüz, uzun bir hikâye taşıyor; ama çoğu zaman kimse onları gerçekten dinlemiyor.
Kırk-elli yıl önce Türkiye’den yola çıkmış bu insanlar, çalışmak için Paris’e adım attıklarında kendilerine bir hedef koymuşlar: Birkaç yıl çalışacak, para biriktirecek ve memlekete dönecekler. O birkaç yılın nasıl olup da kırk yıla dönüştüğünü çoğu hatırlamıyor; ya da hatırlamak istemiyor. Aralarında bugün hala Fransızca bilmeyenler var. Dil bilmedikçe mahallenin dışına çıkmaları da zorlaşmış. Çıkmak istememeleri ise daha da anlaşılır.
Coğrafi olarak en kalabalık yerde bulunup, sosyolojik olarak en tenha yerde yaşamak böyle bir şey olmalı. Buradaki pek çok Türk’ün sosyal çevresi, yıllar boyunca hep aynı insanlardan oluşmuş. Çoğu, Fransa’nın sosyal hayatına hiç karışamamış. Böyle olunca kendi çevreleri, her şeye rağmen güvenli bir sığınak haline gelmiş zamanla.
Göçmenliğin getirdiği dayanışma, bir süre sonra bir kabuğa dönüşmüş. O kabuk, onları dünyadan korurken aynı zamanda dünyadan izole etmiş. İçine kapanmış bu yaşamın içinde ne büyük hayaller var ne de büyük beklentiler. “Hayatta kalmak” dışında başka bir hedef belirlemeye zaman da cesaret de bulunamamış.
Belgelerle olan mücadeleleri de hiç bitmiyor. Oturma izni süresi doluyor, randevu alınıyor, eksik evraklar yüzünden tekrar dönülüyor. Devlet dairesi koridorlarında sıraya giren bedenler kadar, kimlikleri de askıda kalmış gibi. Bazılarının hala yasal statüsü yok. Yıllarını bu ülkeye vermiş olmalarına rağmen, hala misafir muamelesi görmeleri, içlerinden bir sızı halinde akıyor hayatlarına.
Bazen de gençlerle konuşuyorum. Gözlerindeki kararsızlık, ailelerinin yarım kalmış hikayelerinin mirası gibi. Zorunlu eğitimden sonra okula devam etmek, çoğunun aklına bile gelmiyor, en azından benim konuştuklarımın. Sonra kendi hikayemi düşünüyorum: yıllarca çalışmayı, taşınmayı, yeniden başlamayı… Kendi mücadelemi suçlu bir mahcubiyetle hatırlıyorum. “Fransa’da doğup büyüseydim belki her şey daha kolay olurdu,” diyorum kendime. Dil tanıdık olurdu, sistem aşina, imkanlar ise elimi uzatsam dokunacak kadar yakın. Ama benim yolum başka. Onların da öyle… Kapılar açık olsa bile, o kapıdan geçmek için gereken özgüven; göçün yarım kalmışlığında kaybolmuş.
Türkiye ile olan bağları ise paradoksal. Memleketi çok sevdiklerini söylüyorlar, ancak Türkiye’nin bugünkü halini anlamakta zorlanıyorlar. Çünkü çoğu için memleket, yıllara meydan okuyan tek hakikat. Zaman değişmiş, şehirler değişmiş, insanlar değişmiş; ama zihinlerinde yaşayan o Türkiye, hala gençliklerinin sıcaklığıyla nefes alıyor. Özlem büyüdükçe, hatıralar da incelmiş pembe bir vatan örmüş içlerinde. Buraya sığınmışlar, evet. Ama sığındıkları bu şehir onları hiçbir zaman tam anlamıyla kabul etmemiş. Onlar da şehri kabul etmeye değil, yalnızca idare etmeye çalışmış.
Restorandan çıktığımda, dışarıda Paris tüm karmaşasıyla kaldığı yerden akmaya devam ediyor.
Ben yoluma devam ediyorum; onlar ise aynı masalarda, aynı çay bardaklarının etrafında hayatlarını sürdürüyorlar. Bir ayağı geçmişte, diğer ayağı tutunacak bir yer arayan ama bulamayan insanlar olarak…
Bu şehrin en kalabalık yerinde, en yalnız hikayeleri yaşayanlar onlar.
Strasbourg–Saint-Denis’de Kırk Yıl
Su Erbaş
Yorumlar
Trend Haberler
Soma’da 2026 Kadın Emeği Yeni Yıl Çarşısı açıldı
Öğrenci affı için çalışmalar başladı
İzmir’de özel okulda zehirlenme paniği!
İzmir’de 27 Aralık’ta planlı su kesintisi
Jandarmadan yılbaşı öncesi IŞİD uyarısı
Kasım Garipoğlu’nun çifte kimlik kullandığı ortaya çıktı
CİMER şikâyeti sonrası general hakkında soruşturma
Fenerbahçe’de derbi sonrası transfer kararı
24 Aralık İzmir'de su kesintisi yaşanıcak ilçeler
Yasaklı madde operasyonunda gözaltına alınan isimler açıklandı