Ekonomiye sonra bakarız, eğitime dikkat
Meriç Köyatası
Türkiye; ekonomiden toplumsal ahlaka, ordusundan yargısına, eğitimden sağlığa, tüm devlet kurumlarında, her alanda çoklu çürüme ve çöküş içinde. Bu sorunlar yumağı içinde seçmenin önceliği farklı, AKP Genel Başkanı-Cumhurbaşkanın önceliği farklı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önceliği farklı… Kendimizi günlük olaylar ve siyasetten soyutladığımızda Türkiye’nin güvenliği için ortaya çıkan öncelikler farklı. Buyurun bir gündem öncelikleri mukayesesi yapalım.
Ekonomideki kötü siyasal tercihler, kötü yönetim, yolsuzluklar, soygun düzeni ve sığınmacıların neden olduğu sorunlar, 31 Mart yerel seçimlerine kadar seçmenin pek de umurunda değildi. Bu sorunlar az sayıda seçmenin derdiydi. Onlar da oylarını gönüllerince değil, “tıpış tıpış” vermek zorunda kalıyorlardı.
Berbat ekonomi yönetimi batağa saplandıkça ve soygun düzeni azıttıkça, gelir dağılımı iyice bozuldu, sefalet öyle bir yaygınlaştı ki, “boş tencere” iktidarı “ikinci parti” haline getirdi.
Seçmenin şu anda birinci öncelikli gündemi hayat pahalılığıdır. Ve yine seçmen çoğunluğunun, 10 yıldan fazla bir süredir ülkenin bekası için tehdit olarak görmediği sığınmacılardır. Sığınmacılar onlar için hala “beka sorunu” değildir ama bu kez “aşına ve işine” tehdittir.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görünürdeki gündem önceliği, yeni anayasa yapmaktır. Zaten uymadığı, pratikte kendisini sınırlamayan anayasanın nesini değiştirmek istiyor. Benim ve benim gibi düşünenlerin bulunduğu yerden baktığımızda niyet; anayasadaki laiklik ilkesi ile üniter devletin, bölünmez bütünlüğün taşıyıcı sütunu olan Türk Milleti kavramını ortadan kaldırmak gibi görünüyor. “Anayasa değişikliği” değil, “Yeni Anayasa” yapmaktan söz ediyoruz.
“Anayasa Değişikliği” dersen, değiştirilemez dört maddeye dokunamazsın. Ama “Yeni Anayasa” dersen, ilk dört maddeyi tarihe gömersin.
Bu meclisin bırakın yeni anayasa yapmayı, Anayasa değişikliği yapmaya bile yetkisi ve hakkı yoktur, kalmamıştır. Muhalefet partilerinin bu tartışmaya girmeleri bile laik ve üniter devlet yapısına yönelik verilecek büyük bir taviz olacaktır.
CHP’nin ve Özgür Özel’in gündemine gelelim. Özel, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile görüşmeyle ilgili olarak "Erdoğan'ın gündemine hapsolmayacağız. Ben gittiğim yerde milletin sıkıntısını, derdini anlatacağım” diyor.
Muhalefetteki siyasetçilerin, başta 31 Mart seçimlerinin birinci partisi CHP ve Genel Başkanı Özgür Özel’in hayat pahalılığını gündemde tutmaları, hem doğaldır hem de gereklidir. Lakin burada hemen “Yetmez ama Evet” değil de, “Evet ama Yetmez” diyelim.
Millet, en büyük sıkıntısı açlık ile uğraşırken genel olarak ülkeyi derinden etkileyen sorunların farkında bile olmayabiliyor. Siyasi lider, dediğin sadece milletin sıkıntılarını görüp onu dile getirmek, çözüm önermek ve onun arkasından gitmekle olmaz. Yanı sıra, ülkenin kurtuluşu, bekası, huzuru, güvenliği, refahı, kalkınması için millete önderlik etmekle olur. Lider, milletin, toplumun peşinden giden değil, onu peşine takandır.
Yorumlar
Trend Haberler
Milas'tan Bodrum'a göç rotası başladı
Gizemli 3I/ATLAS Dünya’ya Yaklaşıyor
Turgutlu’da 10 kilometrelik alt yapı çalışması tamamlandı
Bornova’da parkta genç ölü bulundu
Göztepe’nin hakkı hangi maçta yendi?: Soruşturma açıldı
Bucaspor’a Erbaa deplasmanında yazık oldu
Sibil Çetinkaya’nın sağlık durumu kritik
Beşiktaş’ın 11’i Belli Oldu: Rafa Silva Yok
Meteoroloji İzmir’i uyardı: Fırtına kapıda
27 Ekim İzmir'de elektrik kesintisi yaşanacak ilçeler