İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı’nda iki askerin susuzluktan çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybetmesini kabullenemiyorum. Olay, “İki şehidimiz var” diyerek de, “Eğitim Zayiatı” diyerek de kapatılamaz. Tam olarak neler yaşandığını henüz bilmiyoruz, ama neler olduğunu tahmin edebiliyoruz.

İktisat eğitiminin yanı sıra 40 yıla yaklaşan denizciliğim var. Amatör olarak başladığım denizcilikte, uluslararası geçerliliği olan yat kaptanlığı yeterlilik belgesine sahibim. Halk dilinde buna kısaca profesyonel kaptan diyorlar. Denizciler, ister amatör olsun, ister profesyonel olsun, ister astsubay olsun, ister amiral olsun, karadaki diğer insanlardan biraz daha farklı bilgilere sahiptir. Davranışları da biraz daha farklıdır. Denizci davranışının iki temel unsuru vardır. Emniyeti (Can güvenliğini) birinci plana almak, hoşgörü ve yardımlaşma… Hoşgörü ve yardımlaşma öyle boyuttadır ki, asker denizciler, savaşta batırdığı geminin suya dökülen personelini kurtarır. Amaç, tehdit olan gemiyi etkisiz hale getirmektir, insan öldürmek değil.

Çok değerli birkaç hekim arkadaşımla ve emekli deniz subayı arkadaşımla da konuştum.

Şimdi hem hekimlerin sık sık tekrarladığı, gazete ve televizyonlarda açıkladığı bilgileri, hem de denizcilerin bilmek zorunda olduğu bilgileri alt alta yazalım.

Bir insanın normal şartlarda günde en az 2-2.5 litre su içmesi gereklidir. Eğer bu kişi sporcu ya da ağır işlerde çalışıyorsa bu miktar 3 litreye kadar çıkar. Ayrıca, vücudun sadece su ile değil, protein ve minerallerle takviye edilmesi gerekir.

EĞİTİM SUBAYI SUSUZLUĞUN ETKSİNİ BİLİYOR OLMALIYDI

Dünyanın her yerinde, her denizci, ister asker, ister sivil, ister gemide çalışsın ister karada çalışsın, STCW eğitimleri almak zorundadır. Bu STCW eğitimlerinden bir tanesi “Denizde Canlı Kalma” eğitimidir. Bir tekneyi terk etmek zorunda kaldığınızda, yolcu ve mürettebat Can Salı ya da Filikalara biner. Her ikisinin de üstü kapalıdır. Gölge ortamı vardır. Burada oturursunuz, konuşmazsınız, derin nefes almaz yavaş solunum yaparsınız. Can sallarında bir kişi için 1.5 litre, filikalarda bir kişi için 3 litre su bulunur. Günde bir kişi için yarım litre su verilir. Böylece hareketsiz, gölge ortamında can sallarında 3 gün, filikalarda 6 gün içinde kurtarılmayı beklersiniz. Süre geçerse eğer yağmur suyu biriktiremezseniz, ölümler başlar. Yine her kişi için toplamı 10 bin kalori değerinde kibrit büyüklüğünde 18 adet tablet yiyecek bulunur. Günde 3 kez dağıtılır. Altı gün boyunca bir kişi için minimum hareketle minimum beslenme ihtiyacını sağlar.

Bu eğitim ve bilgiyi, İskenderun Limanı’nda karada çalışan çımacı da almıştır, bir gulette çalışan gemici, kamarot, aşçı da almıştır, benim gibi bir yat kaptanı da almıştır, rütbesi ne olursa olsun, askeri gemilerin personeli de almıştır. Gemideki aşçıdan deniz kuvvetleri komutanına kadar bu eğitimden geçeriz. Bir kişinin hayatta kalabilmesi için ne kadar su, mineral ve kalori tüketmesi gerektiği bilgisi ve eğitimini, hayatını kaybeden iki askerimize eğitim veren kişi de almıştır. Üstelik bu bilgi ve eğitim sadece bir kere alınmaz. Gemilerde ayda bir role (eğitim amaçlı tatbikat) yapılır, beş yılda bir de sil baştan tüm STCW eğitimleri tekrar alınır ve tekrar sınava girilir.

HEKİM GÖRÜŞÜ

Şimdi de hekim arkadaşımın değerlendirmesini aktarayım.

Güneşin altında ya da akşam saatleri de olsa, hava sıcaklıklarının yüksek olduğu ortamlarda yaptırılan ağır egzersizler hem vücutta su kaybına, hem de protein kaybı ve kas yıkımına ve laktik asit salgılanmasına neden olur. Sodyum, klor, magnezyum gibi mineral kayıpları meydana gelir. Dolaşım sistemi bozulur, kan sadece beyni besler. Yük önce böbreklere sonra diğer organlara biner ve çoklu organ yetmezliği oluşur. Yük altında ağır egzersiz yapılırsa vücuttaki kayıplar daha da hızlanır. Ancak çoklu organ yetmezliği, bir iki günlük ağır egzersizle ortaya çıkmaz. En az üç gün ve daha uzun bir süre gerekir. Bu süre içinde vücut hem kaybettiği suyu, hem kaybettiği mineralleri ve hem ihtiyaç duyduğu enerjiyi, proteini yerine koymak zorundadır.

SONUÇ

Denizci görüşü: Er eğitim Alayında eğitimi veren kişi (çavuş astsubay, subay kimse), bir kişinin hayatta kalabilmesi için hangi şartlarda ne kadar su ve kalori tüketmesi gerektiğini aldığı eğitimler sonucu biliyordu.

Hekim görüşü: Bir kişinin çoklu organ yetmezliğine uğraması için bir ya da iki gün boyunca ağır değil daha uzun süre ağır egzersize maruz kalması, yeterince su, mineral, proteine ulaşamaması gerekir. Olay bir günlük eziyetle açıklanamaz.

Elbette İskenderun Er Eğitim Alayında olan bitenlerle ilgili olarak daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Ancak mevcut bilgiler ışığında, tek bir sorumludan söz etmek, tek bir günah keçisi bulmak sanırım yetmeyecek. Sorumlular hesap verir mi, daha üst düzeylerden istifalar gelir mi göreceğiz.

Yazıyı şöyle bağlayalım. Balyoz, Ergenekon, Askeri Casuslukla başlatılan ve bugün hala devam eden süreçte gözbebeğimiz ordumuzu ve çok iyi yetişmiş insan gücüne sahip donanmamızı ne hale getirdiniz?