12 Eyül yönetiminin koyduğu siyasi yasakların 6 Eylül 1987’de kaldırılmasından sonraki ilk büyük seçim 20 Ekim 1991’de yapılmıştı… DYP birinci parti… ANAP ikinci, SHP ise üçüncü parti olmuştu… Ve 1980 darbesi öncesinde “birbirine tahammülleri tartışılan” Adalet Partisi’nin devamı Doğru Yol Partisi(DYP) ile CHP’nin devamı Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) 10 yıl sonra, “Türkiye’nin geleceği adına” el ele verip “bir büyük” koalisyon kurmuşlardı… DYP lideri merhum Süleyman Demirel başbakan ve SHP lideri Erdal İnönü başbakan yardımcısıydı…Hükümet 20 Kasım 1991’de güvenoyu almıştı…Böylece, 12 Eylül konjonktürü sona ermiş, merhum Turgut Özal’ın liderliğindeki Anavatan Partisi (ANAP) 8 yıldır sürdürdüğü iktidardan düşmüştü…
İşte o sürecin en önemli siyasi söylemlerinden birini 10 Aralık 1991’de TBMM Genel Kurul salonundaki kürsüde, Başbakan Süleyman Demirel, dile getirmişti… Demirel, “kendine has uslubuyla” milletvekillerine hitap ederken şöyle demişti:
“Bugün 10 Aralık Evrensel Dünya İnsan Hakları günü… Ve ben bu ülkede insanların başı göğe değecek kadar özgür olmasını istiyorum.”
TBMM’nin “basın locası”ndaydım, Demirel bu sözü ederken…Çok şaşırmıştım! 12 Eylül öncesinin Süleyman Demirel’ini gözümün önüne getirdim… Müthiş bir çelişkiydi benim için… Bir an düşündüm; “acaba Demirel, 7 yıllık yasaklı dönemde, geçmişin bir özeleştirisini yapıp, kendini mi yenilemişti” diye..
***
Aradan yıllar geçti…
2002’de, özgürlükleri önceleyip, “yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar” üçlemesi vaadiyle 23 yıldır Türkiye’yi yöneten bir AKP iktidarı var…Ve dün, Dünya İnsan Hakları günüydü…Ve bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “günün anlam ve önemi”ni dile getiren bir açıklama yayınladı…Açıklamayı İletişim Başkanlığı paylaştı…Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin kabulünün 77’nci yıldönümünde başta milletimiz olmak üzere insanlık ailesinin her bir ferdinin 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü tebrik ediyorum. (…) Yaklaşık yarım asırdır binlerce insanımızın hayatına mâl olan, refah ve istikrar yürüyüşümüzü sekteye uğratan terör musibetinden de milletimizi ebediyen kurtaracak adımları kararlılıkla atacağız. Önce Terörsüz Türkiye hedefine vasıl olacak, inşallah ardından da merkezinde kalkınmanın, dayanışmanın, iş birliğinin ve huzurun bulunduğu Terörüz Bölge idealine mutlaka ulaşacağız. Bunda kararlıyız, sabırlıyız, samimiyiz"
Tamamen yorumsuz !
İki lider… İkisi de siyasetin içinden geliyor… Kıssadan hisse… Aradaki farkı siz bulun.
Dünya İnsan Hakları gününüz kutlu olsun! Yasaksız ve özgürlüklerin alabildiğine yaşanabileceği bir Türkiye diliyorum.