Çoğu zaman hiç de beklenmedik bir anda; hayattan yediğiniz ağır bir darbenin hemen ardından anlarsınız ki, kendinize karşı açtığınız savaş gerektiğinden fazla uzamıştır ve artık bitmesi gerekmektedir. Yorgun ruhunuz, arada bir küçük isyanlarla rahatsızlığını dile getiren bedeniniz, gözlerinizin altındaki o hafif morluk ve sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi bol keseden harcadığınız zaman hatırlatır size gerçeği.

Kendinize karşı yürüttüğünüz savaş bitmeli, kendinizi dinlemeli ve anlamalısınız artık. Kalkıp bulunduğunuz yerden olabildiğince uzağa taşırsınız kendinizi, bir süre için bütün sorunları geride bırakarak. Ve dış gerçekliklerden soyutlanıp, sanki bir yabancıyı izlermiş gibi görmeye başlarsınız içinizdeki manevi evreni.

Belki birkaç şarkıyı bile doğru dürüst söylemeyi beceremeyen birisinizdir; ama emin olun ki, içinizde muhteşem bir orkestranın, ruhunuzu hep okşamaya hazır beklediğinin farkına vararak gülümseyeceksiniz.

Belki de sandığınızdan daha cesur birine rastlarsınız içinizde gezinirken. Öfkelerinizin yersizliğine bıyık altından güler, hayıflanmakla affedersiniz kendinizi.

Size ve başkalarına yardımdan zevk alan biri de vardır içinizde kuşkusuz.

İçinizin kuytularında gezindikçe daha nice sürprizler çıkmaya başlar karşınıza bir bir. O ana kadar hiç de farkına varmadığınız yeteneklerinizle karşılaşırsınız bir yerlerde. Bir başka bölgenizde dağ suları gibi berrak ırmakların sessizce akıp gittiğini görürsünüz, o koca orkestraya eşlik eden…

Acınan değil, acıyan yanlarınızın daha güçlü olduğunu da keşfedersiniz bu küçük gezinizde. O ana kadar yaşadığınız öfke patlamalarının size yakışmadığını, sakin bir kişiliğin her an emrinize hazır orada bir yerlerde beklediğine tanık olursunuz.

Yüz hatlarınızdaki uykusuz sabahların aksiliğinin kendinizle kavganızın bir sonucu olduğunu anlar, masum bir gülümsemeyle ödüllendirirsiniz kendinizi. Sadece bir kez bahşedilmiş bir hayatın komik bir yanı da olduğunu anımsar, bir de kahkaha atarsınız isterseniz…

Olgun, affetmeye, anlamaya ve barışa daha yakın duran, bilge yanlarınızı görme olanağı bulursunuz yolculuğunuzda.

Gezdikçe olgunlaştığınızı; kendinizi tanıdıkça mutluluğa daha yakın durabileceğinizi, yumuşak huylu ama kararlı olabileceğinizi fark edersiniz.

Ve bir de bakarsınız ki biraz da mecbur kaldığınız bu küçük gezinizle kendinizle barışı sağlamış, hayatınızı bir daha geri dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirmiştir.

Artık bir daha dış etkenlerin yanında kendinize karşı bir yıkım ekibi gibi çalışarak inşa ettiğiniz o karanlığa sövüp durmayacak, “Ne olursa olsun hala hayattayım” diye mırıldanarak kalkıp bir mum yakacaksınız…