Dünyanın neresine bakarsanız bakın Afrika’dan Balkanlar’a, Orta Doğu’dan Asya’ya emperyalistlerin ve siyonistlerin kanla yazdığı bir tarih görürsünüz. Bugün hâlâ mazlum coğrafyalarda devam eden savaşlar, katliamlar ve sürgünler bunun en açık kanıtıdır. Irak, Suriye, Libya derken şimdi hedef İran. Peki sırada hangi ülke var.

Dün Yugoslavya’yı parçalayan zihniyet, bugün benzer oyunları İran üzerinde sahneliyor.

Balkanlar, tarih boyunca farklı etnik grupların ve kültürlerin iç içe geçtiği, zaman zaman da çatıştığı bir coğrafya olmuştur. Bu karmaşık mozaikte önemli bir yere sahip olan Arnavutlar, geniş bir diasporaya sahiptir. Çameria Arnavutları ise özellikle Yunanistan sınırları içinde kalan ve II. Dünya Savaşı sonrasında büyük acılar yaşamış bir topluluk olarak dikkat çeker.

Bu trajediyi anlamak için çok uzağa gitmeye gerek yok. Balkanlar’da yaşanan, hâlâ yeterince konuşulmayan ya da görmezden gelinen büyük bir insanlık suçu vardır: Çameria Soykırımı.

Bir Soykırımın Gölgesinde Çameria (27 Haziran 1944 – Mart 1945)

Bu dönemde Yunan güçleri, Arnavutlara karşı insanlık dışı bir temizlik hareketi başlattı. 3.245 Arnavut katledildi. Filat'ta 1.286 kişi, Paramiti’de bir günde 600’den fazla insan, Margelliç ve Parga’da yüzlerce sivil vahşice öldürüldü. Kadın, çocuk, yaşlı, genç ayırt edilmedi. Sadece insanlar değil, köyler, evler, ibadethaneler de haritadan silindi. Tecavüzler, sürgünler ve zorla asimilasyon politikalarıyla bir halk yok edilmeye çalışıldı.

Çameria bölgesi, Arnavutluk’un güneyi ve Yunanistan’ın kuzeybatısında kalan bereketli topraklardı. 1912 Balkan Savaşları sonrası bu bölge Yunanistan’ın eline geçti. II. Dünya Savaşı sırasında bazı Müslüman Çamların İtalyanlarla iş birliği yaptığı iddiasıyla, tüm Müslüman Çamlar hedef alındı. Yaklaşık 20 bin kişi Arnavutluk’a kaçmak zorunda kaldı. Geriye kalan Hristiyan Çamlar ise zamanla kimliksizleştirilerek Yunan kültürüne asimile edildi.

Çameria: Bir Toplumun Sessiz Çığlığı

Çam Arnavutları yalnızca katledilmedi; aynı zamanda sürgün edildiler, mallarına el konuldu, dilleri yasaklandı, köylerinin isimleri değiştirildi. Camileri kapatıldı, mülkleri gasp edildi. 1923’teki Türk-Yunan Mübadele Anlaşması kapsamında binlercesi Anadolu’ya zorunlu olarak göç ettirildi. Bugün Ege’de, İstanbul’da ve Antalya’da yaşamını sürdüren binlerce Çameria muhaciri bulunmaktadır.

Rakamlar acının yalnızca görünen yüzü:

2.900 erkek,

215 kadın,

95 çocuk ve

32 bebek katledildi.

Ayrıca 750 kadın tecavüze uğradı, 75’i kaçırıldı. 5.800 ev, cami ve ibadethane ile birlikte 68 köy yok edildi.

Unutulmasın Diye...

Arnavutluk Parlamentosu, 27 Haziran’ı “Çameria Soykırımı Anma Günü” ilan etti. Her yıl binlerce insan, bu günü unutmamak ve haklarını aramak için Yunanistan sınırına yürüyor. Gasp edilen topraklara dönme talebi, yalnızca bir hak arayışı değil; aynı zamanda bir kimlik mücadelesidir.

Bugün Türkiye’de yaklaşık 400 bin, Arnavutluk’ta 250 bin, Yunanistan’da ise kayıt dışı yüz binlerce Çamerialı yaşamaktadır. Hepsinin ortak hayali, bir gün ata topraklarına dönebilmek.

Boşnaklar Gibi...

Toprak kaybetmenin, sürgünün ve soykırımın ne demek olduğunu en iyi bilen milletlerden biri de biz Boşnaklarız. Bu yüzden Çameria halkının acısı bize çok tanıdık gelir. Tarihin karanlık sayfalarında kaybolmaması için bu yaşanmışlıklar anlatılmalı, sahiplenilmeli ve gelecek nesillere aktarılmalıdır.

Umuyorum ki bir gün, Yunanistan sınırları içinde kalan ata topraklarına Çamerialı Arnavutlar da dönecek ve barış içinde yaşamlarını sürdürebileceklerdir.