Bu yıl Bodrum Gündoğan’a iki kez yolumuz düştü. İlki kışın, diğeri ise geçtiğimiz hafta sonu. İtiraf etmeliyim ki, Bodrum’un kış halini yazdan daha çok sevdim. Yazın her yer insan seli, fiyatlar almış başını gitmiş, su sıkıntısı cabası. Dağ taş ev olmuş, inşaatlar dört bir yanda yükseliyor. Oysa kışın Bodrum daha dingin, daha nefes alınabilir bir yer.

Bu ziyaretimizde Gündoğan’ın en tepesinde, damadım Kaan Kamar’ın halasının evinde konakladık. Yanımda eşim Emine, kızım Ezgi ve sevgili torunum Maya vardı. Hep birlikte güzel birkaç gün geçirdik.

Ama beni en çok etkileyen, Gündoğan’da sahilin hemen kıyısına konumlanmış o zarif cami oldu. Denize sıfır bir cami. Yine başka bir yerde denize çok yakın bir noktada yer alan küçük bir mezarlık da var. Başka bir yerde gördüğüm bu mezarlık bu caminin yakınında olsaydı; sanki bu dünya ile öteki arasında bir köprü gibi olacaktı ne dersiniz.

Bu eşsiz camiyi sizlerle paylaşmak istedim.

Caminin önünde yaklaşık bir buçuk metre genişliğinde dar bir yol var. Yolun hemen ötesi kumsal. Kalabalıktan iğne atsan yere düşmeyecek kadar dolu bir sahil. Cami ise bu hareketliliğin içinde, sükûnetin, sakinliğin ta kendisi gibi duruyor.

Cami 1902 yılında inşa edilmiş. Minare ise 1974 yılında bir hayırsever tarafından eklenmiş. Bu bilgiyi, duvarda silinmiş bir tabeladan okuyabildim. 2009 yılında kapsamlı bir restorasyon geçirmiş. Öncesinde zaman zaman kapanmış olsa da, bu tarihten sonra müminlerine aralıksız hizmet vermeye devam etmiş.

Caminin bir duvarı bitişik bir evin duvarına yaslanmış. Önünde küçük bir bank var; yorgunlar oturup dinleniyor, belki dua ediyor. Çevresi ise restoranlar ve büfelerle çevrili. Turistlerin ve yerli halkın dikkatini çektiği aşikâr. Herkes dönüp dönüp hem camiyi hem de eşsiz sahil manzarasını izliyor fotoğraf çekiyor.

Caminin girişinde “Gündoğan Camii” yazıyor. Ancak çevrede konuştuğum birkaç kişi burayı “Gündoğan Yalı Camii” olarak biliyor. İsmi ne olursa olsun, konumu ve tarihiyle adeta bir deniz feneri gibi ruhlara huzur veriyor.

Bu caminin, denize sıfır konumuyla ülkemizde eşi benzeri olmadığını düşünüyorum. Sadece bir ibadet yeri değil; aynı zamanda bir kültürel miras, bir durup düşünme noktası…

Eğer bir gün yolunuz Gündoğan’a düşerse, sahile değil önce bu camiye uğrayın. Belki siz de benim gibi, kalabalığın içindeki bu sessizliği ve zamanı durmuş gibi duran manzarayı içinize çekersiniz.