Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) duruşması 24 Ekim’e ertelendi. Ancak kamuoyunun dikkatini çeken asıl mesele, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sessizliği oldu. Kendisi konuşmadı, yakın çevresi açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, belki de kamuoyunun tepkisini bu yolla ölçmek istiyordu. Çevresindekiler, yeniden partinin başına geçmek istediğini söylüyor; hatta kendisi de “partiyi kayyuma mı bırakalım?” diyerek bu niyeti açıkça dile getiriyor.
Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkanlık için yoğun çaba harcadığı izlenimi doğuyor. Elbette, 13 yıl boyunca genel başkanlık yapmış, bu sürenin 6-7 yılını fiilen başbakan gibi geçirmiş bir isimden söz ediyoruz. CHP’yi defalarca birinci parti yapmış, halkın taleplerine kulak vermiş, “Tıpış tıpış oy verecekler” gibi kibirli söylemlerden uzak durmuş bir liderdi. Kendi adaylığını öne çıkarmamış, halkın karşısına İslamcı kimliğiyle bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çıkarmamıştı. (Yukarıda yazdıklarım ironi içeriyor, elbette sizler de farkındasınız.)
Ancak bugünlerde Kılıçdaroğlu’nun ellerini ovuşturduğunu düşünmeden edemiyorum. Zira Lütfü Savaş tarafından açılan davanın yanlış olduğunu hiçbir zaman açıkça dile getirmedi. Bu sessizlik, bazı soruları da beraberinde getiriyor.
Özellikle Lütfü Savaş’ın avukatı Onur Yusuf Üregen’in, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’ne “suç organizasyonu” demesi karşısında, en net ve sert cevabı vermesi gereken kişi bana göre Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Eğer bu sözleri açıkça eleştirmezse, halkın gözündeki itibarı daha da zedelenebilir.
Kılıçdaroğlu’nun amacı aslında gün gibi ortada: CHP’nin başına yeniden geçmek istiyor. Ancak nedenini açıklamıyor. Bugüne kadar CHP genel başkanlığı yapmış isimler arasında, görevden ayrıldıktan sonra partiye zarar veren bir başka örnek yok. Umarım bundan sonra da olmaz.
13 yıl boyunca başarılarla dolu bir dönem geçirmiş bir lider olarak, bu süreçte neden sessiz kaldığını halk merak ediyor. O koltuğu korumak için geçmişte vaatlerde bulunmadınız mı? Bu koltuk sevdası nereden geliyor? Yoksa birileri mi yön veriyor?
15 Eylül’de yapılan duruşmanın ardından CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, CHP kurultay davasının ertelenmesinin ardından basın mensuplarına, "Zarar vermemek için sessiz kaldı. Sürece ilişkin bir beklentimiz yok" diye bir açıklama yayınlamış sizce bu açıklama inandırıcı mı, yoksa hatalı olduğunu kabul etmek mi, ne dersiniz, ‘Mutlak Butlan’ olmayı kim istemişti?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkıp bu süreçte hatalı olduğunu açıkça söylemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü partisini yalnız bıraktı.