Dünyanın kalabalık sokaklarında, büyük şehirlerin gürültüsünde, küçük kasabaların sakinliğinde ya da bir evin sessiz köşesinde… İnsanlar yaşamlarını sürdürürken, çoğu zaman görmeden geçtiğimiz bir gerçek var: Her bireyin taşıdığı benzersiz bir hikâye. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, Birleşmiş Milletler tarafından 1992’den bu yana desteklenen bir farkındalık günü olsa da, aslında insanlığın birbirini yeniden keşfetmesine vesile olan bir davettir.

Bu özel günün amacı yalnızca engelli bireylerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekmek değildir; onların topluma kattığı değerleri, sessizce gösterdikleri cesareti, göz ardı edilen başarılarını görünür kılmaktır.

2007 yılına kadar “Uluslararası Engelliler Günü” olarak anılan bugün, bugün artık her yıl farklı bir tema ile milyonlarca insanın kalbine dokunuyor.

Düşünün…

Belki de bir sporcunun yılmadan tekrarladığı binlerce antrenman hareketi, bir sanatçının parmaklarının ucunda hayat bulan çizgiler, bir öğrencinin sabırla çözdüğü problemler ya da bir annenin şefkatiyle sarılıp büyüttüğü evlat…

Hepsi aynı gerçeği fısıldar: İnsanı güçlü kılan bedeni değil, ruhunun taşıdığı ışığıdır.

3 Aralık’ta dünya, engelli bireylerin başarılarını anlatan hikâyelerle biraz daha güzelleşir.

Devlet kurumları, ticari kuruluşlar, dernekler, gönüllüler… Hepsi aynı amaçla bir araya gelir: Toplumsal eşitliğin kapısını aralamak.

Bu özel gün, aslında hepimize şu soruyu da sorar: Bir insanın yürüme şekli farklı olabilir, duyma biçimi değişik olabilir, konuşma tarzı kendine özgü olabilir…

Peki sevmesi?

Hissetmesi?

Hayal kurması?

Bunlar da farklı mıdır?

Cevabı hepimiz biliyoruz.

İnsan olmanın özü, hepimizde aynı noktada buluşur.

Engelli bireylerin yaşama kattığı renkler, umutlar, cesaretler ve başarılar; dünyayı daha adil, daha duyarlı ve daha insancıl kılar. Bu yüzden 3 Aralık sadece bir gün değil, bir hatırlatmadır: Bir toplumun gerçek gelişmişliği, herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir dünya kurabilme çabasında saklıdır.

Ve her birey bu dünyanın saklı bir parçasıdır; eksik değil, tamdır. Bugün, onların sesi olmaya değil; onların sesini daha yükseğe taşımaya davetliyiz. Bugün, engelleri değil; birlikte aşabileceğimiz yolları konuşma günüdür.

Belki de en güzeli şudur: 3 Aralık, insanlığa şu ilhamı verir; gerçek engel, bir kalbin kapılarını başka bir kalbe kapatmaktır.