Hiçbir bir bilim insanı, sıradan değildir. Toplumların değer yargıları içinde farklılık arz ederler. Hatta çoğu zaman toplumsal kurallara itiraz eder, onlarla çelişirler. Aykırı görüş ve düşünceleri ile iz bırakırlar…

Örneğin; Albert Einstein... Almanya’da doğmuş Yahudi kökenli ünlü bir bilim insanı… Fotoelektrik etki çalışmasıyla 1921’de Nobel Fizik Ödülü’nü almıştır. Delidir, doludur… Ama, “hem bilimsel hem de toplumsal anlamda” taşı gediğine oturtan görüşleri ile yıllardır tartışılır… Kimi tepki gösterir, kimi haklı bulur. Ancak bazı tespitleri “tarihe not düşmüş” gibidir. Gelişmekte olan ya da geri kalmış toplumlarla ilgili yaşama dair bir soru üzerine şöyle der Einstein…

Üst sınıf yaşar,

Orta sınıf şikayet eder,

En alttakiler ise şükreder…

Enistein; inanç temelinde de toplumları üçe ayırır…

Üst sınıf paraya…

Orta sınıf lidere,

En alttakiler de Tanrı’ya tapar…

Neye göre haklı ya da haksızdır bilinmez.

Kıssadan hisse!

Herkes kendi üzerine düşeni alsın.