KKTC’deki seçim sonuçlarını beğenmeyen ve “KKTC Türkiye’ye katılmalı” diyen MHP lideri Devlet Bahçeli’yi dinlerken aşağıdaki anıyı anımsadım… (Konu; mesleki anılarımı kaleme aldığım ve bitirmek üzere olduğum kitap çalışmasında daha geniş yer alıyor)

Tarih; 25 Eylül 1980… Anadolu Ajansı’nın 5-6 yıllık “cevval” muhabirlerinden biriyim… Puslu ve yağmurlu bir perşembe sabahıydı… Saat 08.30 sıralarında Yeşilköy Havalimanı Protokol Müdürü Zeki Akalın’a uğradım…

Daha “Günaydın” sözcüğü ağzımdan henüz çıkmıştı ki eliyle salonu işaret edip;

-Turan Hoca içerde, dedi.​

Turan Hoca dediği; 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın “Ayşe tatile çıksın” şifresinin mimarı, eski Dışişleri Bakanı, CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Turan Güneş’ti…

Yandaki iç kapıdan salona geçtim… Turan Güneş, üzerinde siyah bir “kolombo pardesü” iyice koltuğa gömülmüş, neredeyse ayakkabıları çenesine değecek biçimde gazete okuyordu. İyi bir hukukumuz ve diyalogumuz vardı Turan Hoca ile… Yanına vardım. Beni fark ettiğinde gözlüklerin üzerinden bakarak, başını iki yana salladı ve “Ne var, ne istiyorsun?” dedi?

-Hocam, hayırdır ! Nereye gidiyorsunuz?

12 Eylül askeri darbesi yeni yapılmış, hala dumanı tütüyordu… Ve sıkıntılı günlerden geçiyorduk… Türkiye - Avrupa ilişkileri demeye kalmadı Turan Hoca, elindeki gazeteyi bir yana bırakıp, kısa bir yanıt verdi;

-Avrupa Konseyi toplantısı için Strasbourg’a gidiyorum, dedi… ( O zamanki askeri yönetim; Türkiye’nin 12 Avrupa Parlamentosu üyesinden sadece 4’üne Strasbourg’daki toplantılara katılma izni vermişti. Bunlardan biri de Turan Güneş’ti. Ve Avrupa Konseyi’ darbe nedeniyle, Türkiye’nin üyeliğini henüz askıya almamıştı.)

Ancak bu kadar kısa bir yanıttan derli toplu bir Turan Güneş haberi çıkarmak mümkün değildi. Daha başka sorular da sormalıydım kendisine… Kıbrıs harekatının ardındaki Cenevre görüşmelerinin kahramanı Turan Güneş, gelinen noktada Kıbrıs sorunuyla ilgili ne söyleyecekti?

-Hocam; yeni bir sürece girdi Türkiye… Bu arada Kıbrıs meselemiz ne olacak?

-Bak! dedi ve devam etti;

“Bu sorunun yanıtı mevcut statükodur. Toplumlararası görüşmeler; iki bölgeli, iki taraflı federe devlet gibi adı ne olursa olsun, çok sayıda temas ve fikir teatileri olabilir. Ancak bunlardan hiç bir şey çıkmaz. Bir iki ufak tefek rötüşle bu sınırlar baki kalır. Gün gelir Rum tarafı Yunanistan’a, Türk tarafı da Türkiye’ye iltihak eder. Başka hiç bir şey olmaz !”

Sonuç olarak demem o ki; bugün MHP lideri Bahçeli’nin Kıbrıs konusunda dillendirdiği görüşler yeni değil. 45 yıl önce rahmetli Prof. Dr. Turan Güneş böyle anlatmıştı.