Pek çok meslek kolunun değeri ve önemini hatırlatmak için özel günler belirlenmiştir. 14 Mart da sağlık sektörünün önemini vurgulamak, bir gün içinde olsa bu ulvi mesleği, Allah’ın eli olup insana dokunma izni olan bizlerin sorunlarının konuşulduğu, bayram havasında organize edilen 14 Mart içeren bir haftalık etkinlikler zinciri ile kutlanırdı. Hastalıklarla ilgili halka açık paneller düzenlenir, doktorların resim sergileri, fotoğraf karelerini içeren sergiler, doktorların rol aldığı tiyatrolar, konserler, doktorlar arası spor müsabakaları, hastaneler arası yarışmalar (tavla şampiyonası gibi) aylar öncesinden heyecanla görevliler tarafından programlanırdı. Her yıl bir hastane, üniversite veya Sağlık Müdürlüğü ev sahibi olurdu. Yani anlayacağınız belki halkın tümünü içine çekmese de gerçekten bir bayramdı bizler için.

Bu yıl biraz şekil değişti, bayram havası yerini umutsuzluk almış durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızı son konuşmasının yarattığı yalnız bırakılmışlık, yıllardır haince sürdürülen sağlık çalışanların darp edilmesine engel olacak caydırıcı hukuk önlemlerinin alınmamış olmaması, COVID-19 pandemisinin tüm sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmemiş olması, ekonomik göstergelerin altında ezilmemize engel olacak sağduyulu açıklamanın hayata geçirilmemesi gibi nedenlerle G(Ö)REVDEYİZ teması ile gündeme taşınıyor. 13 Mart Pazar günü tüm Tabipler odası temsilcileri, Sağlıkla ilgili sendikalar İstanbul’da büyük bir yürüyüş düzenlemişler. 14-15 Mart 2022 günlerinde de Türkiye’deki her hastanede çalışanlar sorunlarına dikkat çekmek için öğlen 12:30 gibi basına, halka ve en önemlisi de başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm yetkililere sağlık çalışanlarına yakışır bir şekilde açıklamalarda bulunmayı planlıyorlar. Mühim olan terörist unsurların bu haklı ortamı çirkinleştirmesine yol açacak gaflete düşmemek. Olayı her türlü siyasi propagandana uzak tutmak. Haklı olmanın ve hak elde etmenin yolu birlik ve bütünlük içinde herkes için en doğrusunu, en yakışan şekilde ifade etmekten geçer.

Hasta başına etkin tanı ve tedavi için en az 20 dakikalık muayene zamanı haklı bir taleptir. Mesleğimizi icra ederken bizim tuvalimiz Allah’ın en mükemmel yarattığı insan bedeni, eserimizin imzası ise sağlık ve candır. Hekimlik, insana diğer insanlara rızaları dahilinde şifa dağıtma, dokunma izni, gerektiğinden cerrahi olarak vücudunun bütünlüğünü bozma hakkı veren, en üst ehliyetin diplomasıdır. Her çocuk ailelerinin etkisiyle doktordan korksa da doktor olmak ister. Doktorluk aslında bir vazgeçme sözleşmesidir. Özel hayatından, uykundan, sağlığından, tatilinden, istirahatinde, mesai saatlerinden vazgeçmeden iyi doktor olamazsın. Ameliyatın ortasında saat 17:00 oldu mesaim bitti diyemezsin, sabah 7:55’de gelen hastaya ben nöbetten çıkıyorum gelecek ekibi bekle diyemezsin. Hekimlik bir sadakat mesleğidir. Hastanızı en mahrem haliyle görür ve onun sadece en iyiyi hak eden bir insan olduğunu bilerek mahremiyetine saygı duyarsınız. Onun sırlarını, hastalığını kimseyle paylaşmazsınız. Düşmanınız olsa tedavi edersiniz. Hekimlik Allah’ın eli olma sanatıdır. Bilgimizin yettiği, yüce Allah’ın izin verdiği ölçüde kaybolan sağlığı yerine koymaya, ya da sağlığın bozulmaması için tedbirler almaya çalışırız.

Herkesin işini icra ederken borçlarını, geçim sıkıntısını, çocuğunun okulunu düşünmeyecek bir gelire ihtiyacı olduğu muhakkaktır. Bizlerin bu konuda bir farkı var ne yazık ki. Yenilikleri takip etmek için, çalışmalarımızı dünya pazarına sunmak için kongrelere katılmalı, yeni yayınları/kitapları takip etmeliyiz. Bugün mütevazi bir kongrenin kayıt ücreti 400-500 Avro’dur. En yakın ülkelere uçak bileti 300-400 Avro’dan başlamaktadır. En mütevazi otelde konaklasanız 3-4 gece için 300-400 Avro ödersiniz. Ortalama bir tıp kitabı 200-300 dolardan, bir dergi aboneliği yıllık 100 Avro’dan başlar. Yılda bir kez uluslararası kongreye gitmek için 1200-1500 Avro’yu gözden çıkarmak zorundasınız. Çoğu Asistan doktorun maaşı 700-800 Avro bile etmezken böyle bir birikimi kendisine ayırma şansı olmamaktadır. Sizleri muayene ederken bizlere yakışan kıyafet ve bakımda olmazsak sizlerin güvenini incitmekten çekiniriz. Bakımlı, temiz olmak mesleğin öğrencilik yıllarından başlayarak bize öğrettiği bir zorunluluktur. Uluslararası camiada saygınlık ve bilinirlik elde etmek için bu süreklieğitim ve öz saygıyı gerektiren bakım maliyetli iştir. Bizlerin Uluslararası camialardaki başarıları üniversitelerimizi hak ettikleri sıralamaya taşıyacak önemli kriterlerdir.

Ülkeden ayrılan hekim sayılarına bakacak olursak 2012 yılında toplam 59, 2013’de 90, 2014’de 118, 2015’de 150, 2016’da 245, 2017’de 482, 2018’de 802, 2019’da 1047, 2020’de 931, 2021’de 1405, 2022 Ocak ayında 197 olarak resmi kayıtlara geçmiştir. Uzman bir doktorun yetişmesi için (6 yıl tıp fakültesi, 4 yıl uzmanlık, 2 yıl mecburi hizmet, 1 yıl askerlik) en az 12-13 yıllık süreye ihtiyaç vardır. Yurt dışına giden hekimlerin bir kısmı o ülkenin şartlarına bağlı olarak dil eğitimi eksikse o süreye eş zamanlı olarak bazı ek eğitim tekrarı ve zorlu sınavları vermek zorundadır. Bu yıl bu çözülmenin 2000’ini aşacağı öngörülüyor. Devletten ayrılıp özele geçen iyi yetişmiş doktor sayısı da azımsanmayacak boyuttadır. Pandemi sürecinde emekli olma hakkı veya istifa etmesi yasaklanmış olan sağlıkçılar bir yandan pandeminin, bir yandan haftalarca evlerine gitmeden çalışmanın stresi ile tükenmişlik sendromuna girmiştir. Hepimiz yıllık izin dahi kullanmadan vatandaşlarımızın sağlığı için, kendi sağlımızı hiçe sayarak çalıştık. Vatandaşlarımızdan bu süreçte duyarlı binlercesi evde kek, börek, yemek yaptı acil servislere getirip bıraktılar, yüzlerce lokanta ücretsiz yemek getirdi, yüzlerce firma tuvalet kağıdı, ıslak mendil, kağıt havlu, kahve, çay, maske bağışında bulundu. Biz bunların kıymetini biliyoruz ve halkımıza müteşekkiriz. Sayın Sağlık Bakanımız 8 Haziran 2020-8 Eylül 2020 tarihleri arasında Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında görev yapan 3487 sağlık personelinin de istifa ettiğini ve 2537 sağlıkçının da emekli olduğunu açıkladı. Bu kişilerin bir kısmı yaşlılık, sağlık nedenleri ile ayrılmış olabilir. Özel hastane veya üniversitelere ek gelir için geçmiş olabilir ama inanın hiçbir doktor sadece para için bu yolla sapmaz. Sizlerin sağlığını korumak için mezun olurken içilmiş andımız, mesleki ve kişisel onurumuz her türlü maddiyatın üzerindedir. Çalışma koşulları klinisyenler için oldukça zorlu, çalıştığımız kurumların alt yapılarının, sarflarının devamlı yenilenmesi veya eksiksiz olarak tedarik edilmesi gerekiyor. Malzemelerin çoğu ithal dövizdeki artış devletin bir önceki yılda yaptığı sağlık bütçesini ne yazık ki yetersiz bırakıyor.

Sayın Cumhurbaşkanım, yetkileriniz, temsil ettiğiniz makam, inancınız ve yaptırım gücünüz ile sağlık çalışanlarının sorunlarını çözebilecek tek kişi olduğunuza inananlardanım. Lütfen bizlere kızmadan, empati ile dile getirilen istekleri evlatların aile büyüğünden isteğiymiş gibi dinleyin. Umutsuzluğa dönüşen 14 Mart tıp etkinliklerini tekrar bayram havasına çevirecek müjdeleriniz ile yüreklere su serpin. Bize sevgi ile yaklaşın, ötekileştirmeden, giderseniz gidin demenden bizlere sahip çıkın. Sizi, eşiniz, çocuklarınız, torunlarınızı, aile büyüklerinizi, sevdiklerinizi, sizi sevenleri bizler tedavi ediyoruz. Bizler, gidenlerin dışında kalanlar buradayız, bu mülkün sahipleri olarak hizmete kesintisiz devam ediyoruz ve edeceğiz. Vatanın birlik ve bütünlüğüne inanan biri olarak sağlık çalışanlarını en iyi siz anlayabilirsiniz. Yaralanan Mehmetçiği, hastalanan bir vatandaşı o yöredeki bir doktorun eli, bir sağlık çalışanın şefkati iyileştiriyor. 14 Martların tekrar bayram havasında kutlanması umudu ile sağlıklı günler diliyorum.

İlginizi Çekebilir