Son dönemlerde Rizeli olmanın zorluğunu yaşıyorum.
Bilindiği gibi İsmail Kahraman, Metin Külünk, Şevki Yılmaz’dan sonra Ayasofya’da Atatürk’e kafir diyenMustafa Demirkan da Rizeli çıkmıştı.
28 Mayıs 2021’deCumhurbaşkanı Erdoğan ve Meclis Başkanı Şentop’un katılımıyla Ayasofya’da gerçekleştirilen ‘İTO Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi Hafızları İcazet Töreni’nde, Mustafa Demirkan, Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini bahane ederek Atatürk’e saydırmıştı. Demirkan, “Ayasofya gibi mabetler, mabet olarak kalması için inşa edildi (Neden Hıristiyanların mabedi olmaktan çıkarıldı?). Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı (Bu da yalan)ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir? (Ben birilerini biliyorum. Yunan galip gelseydi diyenler, ona sahip çıkanlar örneğin)Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma” ifadelerini kullanmıştı.
Neyse ki, MHP Lideri Devlet Bahçeli bu ağzı bozuk Rizelinin ağzının payını vermişti.
****
Mustafa Demirkan fırtınasını atlattık derken, bu kez karşımıza bir başka Rizeli İsmail Kahraman çıkmaz mı?
1968 yılında 6. filoya direnen gençlere provokasyon yapan, ABD gemilerinin önünde ‘Şükür namazı kılan’ İsmail Kahraman, “Laiklik anayasadan çıkarılsın” dedi.
Başka ne dedi?
İlk dört madde değişsin!
Sonra bunu inkar etti ama ilk dört madde içinde laiklik var zaten…
İsmail Kahraman o konuşmada bir başka şey daha yumurtladı; “Dünyada 195 ülkenin 190’ında” laiklik yokmuş!
Bunu da bilim insanları yalanladı, dünyanın en az 40 ülkesinin anayasasında laiklik veya seküler kavramlarının olduğunu söylediler.
Kaldı ki laikliğin olmadığı ülkelerin durumunu görüyoruz, mezhep ve din kavgalarıyla kan gölüne dönmüş durumdalar.
Ayrıca laiklik bir Türk icadı değil, Hıristiyan Avrupa’da kilisenin toplum üzerinde etkisini azaltmak için insan oğlunun keşfettiği bir kural…
VARLIĞINDAN ONUR DUYDUĞUM RİZELİLER!
Bir Rizeli olarak varlığından utanç duyduğum Rizeliler olduğu gibi varlığından onur duyduğum Rizeliler de var.
Tarkan da Rizelidir, hatta İkizderelidir; müzisyenliğinin yanı sıra çevre konusundaki duyarlılığıyla gururumuzdur.
Altay da bizdendir. Benim karşı köyümdendir.
Karadeniz müziğinin özgün sesi Gökhan Birben de Rize Pazarlıdır.
Keza Birol Topaloğlu da Pazar ilçesinin Suçatı köyündedir.
Ki bunlar aydınlık insanlardır.
Sezen Aksu’nun babasının Rize Pazar Laz’larından olduğunu biliyor muydunuz?
Marsis grubunun solistlerinden Korhan Özyıldız Rize Fındıklı’dandır. Marsis’i dinlemenizi öneririm.
Sesiyle müziğiyle gönüllere taht kuran İsmail Hakkı Demircioğlu da Rize Pazarlıdır.
Selçuk Balcı’yı artık tanımayan yok, o da Rize Çayelilidir.
Karadeniz müziğini özgün sesiyle yorumlayan Ayşenur Kolivar Rize Çayeli Koşat köyündedir.
Son yıllarda dikkat çeken bir isim Hazal Babalık da Rizelidir.
Sinan Özen de Gökhan Tepe de Rizelidir, bilesiniz!
***
Siyasete gelince; Mesut Yılmaz, Ali Topuz, Aytekin Kotil, Alper Taş, Algan Hacaloğlu, Besim Tibuk, Yakup Kepenek, Süleyman Genç Rizelidir.
Gazi davasının avukatı Rizeli Remzi Kazmaz ile sanatçı Şenol Morgül de Rizelidir; ikisiyle de aynı kuşağın insanlarıyız.
****
Bu yazının dipnotu: Recep Tayyip Erdoğan’ın şimdilik kategori dışı bırakıyorum. İki nedenle, birincisi yeterince özgür bir ortamda olmadığımız için her değerlendirme ‘hakaret’ olarak kabul edilebilir. İkincisi, olumsuz-olumlu yaptıklarıyla tarih henüz onun hükmünü vermedi.