Alaçatı Ot Festivali’nde bu yıl lavanta sabunu, enginar turşusu ve kekik sirkesinin yanı sıra “Adalet” de tezgâhtaydı.

Yanlış duymadınız… Adalet!

Cam şişeye koyup satamıyorsun tabii. Üzerine etiket yapıştırıp “ev yapımı” da diyemiyorsun. Ama insanlar, Ekrem İmamoğlu ve Ümit Özdağ için açılan imza stantlarına öyle bir akın etti ki…

Sanki festival alanı değil, vicdan!

Çeşme 50 bin nüfuslu, ama Ekrem İmamoğlu için 20 bin imza toplanmış…

Ümit Özdağ için de bir o kadar ‘adalet’ imzası atılmış…

Geriye kalan 30 bin kişi ya yazlıktaydı, ya da sıra beklemekten vazgeçti.
Bir Ayşe teyze vardı, 76 yaşında, bastonunu bir kenara bırakmış, titreyen elleriyle "Adalet" için imza atıyor. Yanındakine dönüp şöyle diyor:
“Evladım kalem biraz zor yazıyor ama merak etme. O imzayı atacağım. Adalet gelecek”

Açıklaması çok net

Diyorlar ki “Bu millet unutur.”
Evet, bazen unutuyor… Ama haksızlığı unutmaz.
Elektrik faturasını unutur, doğalgaz zammını unutur, ama haksızlığa uğrayanı unutmaz.
O yüzden bugün 7’den 70’e herkes imza atıyor.
Bazısı kalemiyle bazısı ise kalbiyle.

***

AK Parti görmüyor mu bu kuyrukları?
Yani… Görüyor olabilir, ama bizde öyle bir sistem var ki:
TÜİK’e sorarsan, “Alaçatı’da kimse adalet istemedi” der.
“Zaten Çeşme’de 20 bin kişi yaşamıyor” diye de ekler.
“İmza sandığı yoktu, o kalemler lavanta kokuluydu”
 

***

İmamoğlu içeride çünkü “YSK’ya hakaret etmiş.”
Yani bir ülkenin belediye başkanı, "Bu seçim hileli" dedi diye cezalandırılıyor.
Ama aynı ülkede “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyen hâlâ ekranda, hâlâ iktidarda.

Ümit Özdağ da içeride çünkü…

Neydi sebep?
“Hükümete muhalefet etmek.”
Yani ortak düşünceleri muhalif olmak, bu onlara göre suç!
Yakında "sabah uyanıp gazeteye baktıysa" diye insanları içeri alırlarsa şaşırmayın.

Ama ne olursa olsun…
Bu millet, Adaletin üzerine kalem koydu.
Ve unutmasınlar:
Kalemden korkanlar, bir gün imzaların altında kalır.