Bir vatandaş olarak, evinizin balkonunu kapatmak istersiniz… Komşulardan imza, belediyeden onay, yapı denetimden rapor almak zorundasınız...

Eğer 1 milim uzatırsanız, anında gelirler... Önce ceza, sonra yıkım ekibi gelir kapıya...

Eğer siz termik santralseniz… Aliağa’daysanız…
O zaman ruhsata ne gerek var?
ÇED raporu mu? Hiç sormazlar...
İşyeri açma belgesi mi? Lüzumsuz bir evrak...

11 yıl!
Tam 11 yıl boyunca ruhsatsız çalışmış bu santral.

Denetlenmiş, şikayet edilmiş, ceza kesilmiş...

Ne kadar süre 11 koca yıl...

"Neden kapatmadınız" diye sorsak, “hata olmuş” derler… Top bir önceki sorumluya veya imza atana atılır.
11 yıl boyunca kimsenin aklına gelmemiş santralin ruhsatsız çalıştığı.

Termik santrali kömür basıyor, kül saçıyor, ciğer deliyor…
Ama siz mührü kağıda basınca "kapatıldı" oluyor öyle mi?

Bu işin adı: Hukuksuzluk.

Ama biz buna “enerji yatırımı” diyoruz.
“Yerli ve milli kaynak kullanımı” diyoruz.
“Yatırımlar sürecek” diyoruz.
Yani küresel ısınmayı değil, cebin ısınmasını önemsiyoruz.

Sorumlu kim?

Şirket mi? O sadece yatırım yapmış...
Yani işini yapmış!

Belediye mi?
E o da sonunda mühürlemiş...
Yani “geç de olsa” işini yapmış!

Bakanlık mı?
O da ruhsatın eksik olduğunu bile bile ÇED onayı vermiş...
O da “hizmet etmiş!”

Maalesef, güzelim ülkemde ruhsatsız çalışmak serbest!
Yeter ki seni görmeyenler olsun. Şikayeti çöpe atanlar olsun...

Bu santralin bacasından çıkan duman sadece kömür dumanı değil...
Vicdanın dumanı.
Devlet aklının tükenişi.

Okuyanlar eminim diyordur...

'Ne zaman adam olacağız"