Hayat yolculuğumuzda pek çok cenazeye tanıklık ederiz. Kimi zaman ailemizden birini, kimi zaman bir dostumuzu uğurlarız son yolculuğuna. Bir de televizyon ekranlarından, haber bültenlerinden tanıklık ettiğimiz, bir şehri, hatta tüm ülkeyi yasa boğan vedalar vardır.
Fakat benim hafızamda, siyasi bir figürden öte, bir şehrin "babası" gibi uğurlanan bir isim var: İzmir’in unutulmaz başkanı, değerli Ahmet Piriştina. Namı diğer ACO... O, "çocukla çocuk, büyükle büyük" olmayı başaran, makamının soğuk duvarlarını halkın sıcaklığıyla eriten, güzel kalpli bir insandı. Onun tek bir ideali vardı: İzmir’i hak ettiği yere getirmek.
Aniden gelen vefatı, İzmir'i adeta bir kış ortasında bırakmıştı. Konak Atatürk Meydanı'ndan Belediye binasının önüne uzanan o mahşeri kalabalığı dün gibi hatırlarım. Sanki tüm İzmir, Konak'a akmıştı o gün. Şehrin sokakları, başkanına duyduğu sevgiyle dolup taşmıştı. Bugüne dek gördüğüm hiçbir belediye başkanı cenazesi, Piriştina'nınki kadar büyük bir sevgi seliyle sarmalanmamıştı. Bu olağanüstü kalabalığın tek bir nedeni vardı: Piriştina'nın İzmir halkıyla kol kola olması, şeffaf ve açık yürekli duruşlu olması.
İşte bugün, Manisa Büyükşehir Belediyesini 74 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisine kazandıran insan olarak tarihe geçen, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in cenaze törenini izlerken, zihnimde yıllar öncesinin o hüzünlü İzmir tablosu yeniden canlandı. Manisa sokaklarını dolduran o inanılmaz kalabalık, bana Piriştina’yı uğurlayan İzmir’i hatırlattı. Gördüğüm en kalabalık ikinci belediye başkanı cenazesiydi bu.
İki başkan arasında ne çok benzerlik olduğunu düşündüm bir an. Onları farklı kılan, sadece görev aşkıyla geceyi gündüze katan birer hizmet insanı olmaları değil; asıl mesele, toplumda buldukları o derin karşılıktı. İnsanlar arasında ayrım yapmayan, herkese aynı samimiyetle yaklaşan, "gönlü güzel" insanlardı. Bu yüzden cenazeleri, bir siyasi liderin değil, sanki ailenin bir ferdinin kaybı gibiydi.
Piriştina'nın ani ölümü İzmir'i, Zeyrek'in ani ölümü ise Manisa'yı derin bir yasa boğdu.
Yıllar geçse de İzmir, başkanı Ahmet Piriştina'yı nasıl büyük bir özlemle anıyorsa, Manisa'nın da Ferdi Zeyrek'i aynı sevgi ve hasretle arayacağına eminim. Sokakları dolduran o insan seli, bu sevginin en büyük ve en saf kanıtıydı.
Mekanları cennet, ışıklar yoldaşları olsun. Onlar, makamlarının gücüyle değil, halkın kalbinde kurdukları taht ile anılacaklar. Halkın kalbinde yaşayan başkanlar olarak yıllarca anılacaklar, hatırlanacaklar, iyilikleri ile yaptıkları ile kıyaslanacaklar her zaman.