Bir sene önce, temmuz ayının ilk günleri…
O dönemki kurumum Hürriyet Gazetesi’nde “İşaretler ve yeni Göztepe” başlığıyla bir yazı yazıyorum. Sport Republic yönetimindeki 1 yılın izlerine, başkan Rasmus Ankersen’in sözlerine, Göztepe devriminin mimarı Mehmet Sepil’in adımlarına bakarak, “Yeni Göztepe’nin nasıl olacağını” anlatıyorum.
Özetle diyorum ki…
1- Göztepe, aldığı oyuncunun geçmişine değil geleceğine yatırım yapacak. Yıldız transfer etmekten çok kendi yıldızını yaratmaya çalışacak.
2- Stoilov bireylerden çok takım kimliğini öne çıkaran bir yapı kurdu. Göztepe zor gol yiyen, yüksek eforla oynayan, baskıyla rakibi hataya zorlayan bir kimliğe büründü. Süper Lig’de de aynı felsefeye sıkı sıkıya bağlı bir Göztepe olacak.
***
Yukarıdaki iki unsurun 2024-25 sezonunda Göztepe’nin temel felsefesi olduğunu hep birlikte görüyoruz… Süper Lig’deki ilk sezon, ikinci yarıdaki sakatlıkların da etkisiyle, 8. sırada tamamlanıyor.
Ve başlığın hakkını veren süreç, tam da bu sezonun öncesinde yaşanıyor…
Şimdi oturup düşünelim…
* Türkiye’de hangi kulüp, “Benim oyun felsefem bu ve bu felsefeye uygun futbol oynatacak bir teknik adamla çalışırım” diyor?
* Türkiye’de hangi kulüp, bir önceki yıldan 6 farklı ilk 11 oyuncusuyla sahaya çıkıp Mourinho’nun da deyimiyle bir önceki yılın aynı futbolunu ortaya koyabiliyor? “Zaman lazım” demiyor, “Takım birbirine alışacak” demiyor, performans veriyor!
* Türkiye’de hangi kulüp, Türk taraftarının klasiği olan “adı bilinen oyuncu alma” kolaylığına kapılmadan, doğru scouting ile doğru ve potansiyelli oyuncular bulabiliyor?
* Emekliler cenneti haline gelen, Avrupa’nın Suudi Arabistan’ı olarak görülen ligimizde hangi kulüp, 24 yaş ortalamasıyla yola çıkabiliyor?
* Türkiye’de hangi kulüp, Finansal Fair Play kuralları şeffaf ve objektif bir şekilde uygulansa, hiçbir sorun yaşamadan yola devam edebilecek bir mali yapı ortaya koyabiliyor?
* Ve final… Türkiye’de hangi kulüp, Avrupa kupası görmemiş, kendi milli takımında oynamamış bir oyuncusunu, sadece ve sadece Süper Lig performansıyla 20+5 milyon Euro’ya bir Avrupa devine satabiliyor?
* Düşünün, hangi Süper Lig kulübü Romulo için geçen yılın devre arasında 7-8 milyon Euro’dan başlayan, haziran ayında 10-12 bandına çıkan teklifleri, 20+ milyon Eurolara çıkana dek elinin tersiyle itebilirdi? Başka hangi kulüp, oyuncusunun güvenini kazanıp bu uzun süreç boyunca tek kelime etmeden beklemesini sağlayabilirdi?
Eğer futbolu, sağlıklı gözlerle değerlendirebilecek bir psikolojiye sahipseniz hala, arkanıza yaslanın ve Göztepe’yi izlemeye devam edin…
Çünkü Göztepe, “Bir kulüp nasıl yönetilir” dersi veriyor…
Ve bu ders, daha yeni başlıyor.