13 güvenlik görevlimizin alçakça katledilmesi üzerine, bundan siyasal rant devşirmek isteyen iktidar cenahı PKK üzerinden HDP’ye, onun üzerinden CHP’ye, biraz daha da giderek İYİ Parti, SP, DEVA ve Gelecek Partisi’ne uzanmak istiyorlar.

Ama mızrak çuvala sığmıyor.

Sosyal medyada 5-6 yıldır PKK’nın elinde bulunan şehitlerimizin neden bugüne kadar kurtarılmadığı sorusu yaygın bir şekilde soruluyor?

Nerde ‘Çözüm Süreci’nin Akil Adamları’ deniliyor?

‘Oslo’da PKK ile masaya oturanlar, İmralı’ya haftalık olağan görüşme heyeti gönderenler, Kandil’e haber ulaştırmak için HDP’lileri posta olarak kullananlar, neden ‘Alıkonan’ bu kahramanlarımız için kıllarını kıpırdatmadı’ diye soruyorlar?

 

***

 

Dünyanın her yerinde bu tür olayların sorumlusu siyasal iktidardır.

Gücü elinde tutan, askeri-polisi, silahı olan, istihbarat ağının sorumlusu CHP veya diğer muhalefet partileri değildir.

Eğer buradaki rehineler kurtarılmış olsaydı, kim zafer nutukları atacaksa, kalleşçe ölümleri engelleyememenin sorumlusu da onlardır.

 

****

 

Ayrıca bu sorunu çözme konusunda çaba gösteren parti CHP oldu.

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, değişik tarihlerde TBMM’ye 6 kez soru önergesi vererek konuyu sürekli gündemde tuttu.

Sadece o kadar da değil!

2 Ekim 2017 tarihinde TBMM’de kaçırılan güvenlik görevlilerinin aileleriyle birlikte basın toplantısı yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba şunları söyledi:

 "Kaçırılan askerler, istihbarat görevlileri ordunun, devletin namusudur. Görevleri başında örgüt tarafından kaçırıldıktan sonra yok sayılamazlar. Devlet hangi şartlarda olursa olsun kaçırılan bu görevlileri ailelerine teslim etmelidir." 

Haberin devamını devletin resmi kurumu Anadolu Ajansı haberinden okuyalım:

“Genelkurmay Başkanlığının görevinin askerlerini kurtarmak olduğunu dile getiren Ağbaba, ‘Sayın Hulusi Akar'a çağrımız şudur, siyasilerin eteğinin dibinde resim vereceğine bu kaçırılan askerlerle ilgili girişimde bulun’ şeklinde konuştu.  

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise diğer ülkelerin askerleri kaçırılınca dünyanın ayağa kaldırıldığı ancak Türkiye'de asker, polis ve MİT görevlilerinin kaçırılmasına kimsenin ses çıkarmadığını öne sürerek, ‘Bizim askerimiz kıymetli hem de çok kıymetli’ dedi.

İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan ise kamuoyundan destek beklediklerini dile getirdi.

Alıkonulan askerlerden Müslüm Altıntaş'ın annesi Songül Altıntaş, ailelerin seslerinin duyulmasını ve evlatlarının bırakılmasını istedi. 

Semih Özbey'in babası Gürsel Özbey ise 27 aydır her gün öldüklerini ve artık sabredemediklerini dile getirdi. Devletten adım atmasını isteyen Özbey, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinin gündemde olduğunu hatırlatarak, Kılıçdaroğlu'ndan görüşmede konuyu gündeme getirmesini talep etti.”

 

****

 

Bu konuda son sözü yine CHP Milletvekili Murat Bakan’a bırakayım:

“Bugün... Terör örgütü PKK, yıllardır alıkoyduğu asker ve polislerimizi Irak'ın kuzeyindeki Gara'da, bir mağarada, öldürdü! Boş naraları bir kenara bırakın da yıllardır niçin hiçbir şey yapmadınız bunun hesabını verin! Yıllardır ailelerle birlikte bağırıyoruz. Neredeydiniz?

Bu çocukların ailelerinin hepsini tanıyorum. Sağ salim yurtlarına, evlerine dönsünler, ailelerine kavuşsunlar diye yıllardır mücadele ediyorum. Semih Özbey'in babasıyla defalarca görüştük... Böyle sonuçlanmamalıydı. İçim yanıyor, yüreğim kan ağlıyor."

 

****

 

Evet içimiz kan ağlıyor.

13 insanımız göz göre göre PKK canilerinin elinde şehit edildi.

Bütün dünyada bu tür olayların siyasal sorumluluğu ülkeyi yöneten iktidara yüklenir, muhalefete değil!

Tam tersine, muhalefet sorgulama yeridir ve görevini kısmen yerine getirmiştir.

Eksik olan sorunu sürekli gündem tutamamasıdır.

 

*****

 

Bu yazının dipnotu: CHP’nin içindeki bir grup PKK’nın siyasal uzantısı HDP’ye karşı ‘Demokrasi’ ortak paydasında ittifaktan söz ediyorlardı. Bir kez daha ortaya çıktı ki, bu kalleş örgütü kınamayanlarla değil demokrasi, insanlık ortak paydasında bile buluşulamaz.