Türk tarihinin iki önemli dönüm noktalarından biridir Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi…

Bir çağ açmış, öbür çağı kapatmış mıdır, orası tartışmalı olsa bile Doğu Roma İmparatorluğu’nun çökmesiyle dünya tarihinin en önemli olaylarından birinin gerçekleşmesini sağlamıştır.

****

CHP’li Başkan Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’un fethinin yıl dönümünü görkemli bir törenle kutladı.

Geçmişte bu kutlamalar daha çok Refah Partisi tarafından yapılır, devlet yetkilileri sönük bir törenle durumu geçiştirirdi.

Siyasal İslam geleneğinden gelenler de İstanbul’un fethini bir tür siyasal şova dönüştürürlerdi.

Onlar ise İstanbul’u ikinci kez fetheden, işgalden kurtaran Mustafa Kemal’i anmazlardı.

****

Bilmem, Tarihçi Murat Bardakçı’nın Habertürk’teki yazısını okudunuz mu?

Tarihi sadece kendi yanlış tezlerine hizmet edecek veriler toplamı sananlar açısından ders niteliğindeki yazısında şunları söylüyor:

“Ama geçmişte, özellikle de Sultan Abdülhamid’in iktidar senelerinde kutlamalara izin verilmemiş, İstanbul’u fethinin 500. yıldönümü olan 1953’te de Adnan Menderes Hükümeti şenliklerden uzak durmuş, hattâ ‘Biz bu işin içinde değiliz’ diye resmî bir açıklama bile yapılmıştı...

Önce, Sultan Abdülhamid’in iktidarı sırasında, yani 1876 ile 1909 arasındaki yasağı anlatayım:

Yasağın esası, hükümdarın ‘Fetih kutlamalarının Rum vatandaşların hislerini rencide edebileceği’ endişesi idi ve Sultan Abdülhamid kutlama yaptırmamıştı!”

(29.05-2021).

Bu arada belirteyim, kutlama yasağını İttihat ve Terakki Partisi kaldırdı.

Bu sayede 1910 yılında kutlamalar yapılabildi.

****

Abdülhamid’i Mustafa Kemal’in önüne geçirmeye çalışan siyasal iktidar ve onun yazar-çizer takımını üzecek bir başka saptama daha yaptı Murat Bardakçı…

27 Mayıs’ın yıl dönümünde CHP’yi, İsmet İnönü’yü suçlamak için Adnan Menderes’in arkasına sığınmaya çalışan Tayyip Erdoğan acaba Murat Bardakçı’nın şu sözlerine yanıt verebilir mi?

“Derken 1953’e, yani fethin 500. yıldönümüne gelindi...

Kutlama için İstanbul’da birkaç sene öncesinden hazırlıklar yapılmış, fetih ve Fatih Sultan Mehmet ile ilgili kitaplar çıkartılmış, kuşatma sırasında şehit olan askerlerden bazılarının mezarları bulunup restore edilmiş ve Fatih’in gündemin ilk sırasında olması için çaba gösterilmişti.

Ama bütün bu faaliyetleri üniversiteler, dernekler ve gönüllüler yapmıştı; hükümet işin içerisinde yoktu, zira fetih kutlamalarının resmî bir şekle bürünmesi hâlinde ilişkilerimizin düzelmeye başladığı Yunanistan’ın “rencide olabileceğinden” endişe ediliyordu.

Hükümet, işte bu yüzden 29 Mayıs 1953’teki kutlamalara resmen iştirak etmeyeceğini duyurdu, kararından Yunanistan’ı haberdar etti ve Yunan hükümeti de memnuniyetini bildirdi!”

****

DENSİZ Mİ DESEK, ALÇAK MI?

Bu yıl kutlamalar sırasında hutbeye çıkan Ayasofya’daki hafızlık töreninde konuşan İmam Mustafa Demirkıran, Tayyip Erdoğan'ın önünde Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Kafir’ dedi.

İstanbul şehri 13 Kasım 1918 ile 6 Ekim 1923 arasında tam 4 yıl, 10 ay, 23 gün işgal altında kaldı. O beğenmedikleri, hakaret ettikleri, görmezden geldikleri ulusal savaşın lideri Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı Ayasofya'nın önünden bile geçemez, fetih kutlamasını yapamazlardı.

İlginizi Çekebilir