8 Mart Dünya Kadınlar Günü…
21 yüzyılın ilk çeyreğinde insan oğlu-kızı Mars yolculuğuna hazırlanırken, Orta Doğu-İslam (!) ülkeleri kadınlar için büyük hapishane olmaya devam ediyor.
Uygarlaşmaya reddeden ülkelerde kadınlar en basit haklarından bile mahrumlar.
Örneğin, bu ülkelerin bir kısmında eşi veya yakın bir akrabası olmadan dışarı çıkamıyorlar.
Kadınlığını belli eden giysiler giymeleri, aşırı makyaj yapmaları da yasak…
Bazı İslam ülkelerinde parklar, alışveriş merkezlerine girişler, ulaşım başta olmak üzere her şey ayrı...
Spor alanlarında kadının adı yok!
İranlı kız çocuğunun başörtüsü takmadığı gerekçesiyle satranç milli takımından çıkarılması hala belleklerimizde…
****
Bugün Suudi Arabistan'da kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 5 civarında...
Orada kadın diri diri mezara gömülmüş durumda...
İtiraz eden kadınlar cezalandırılıyor!
KADINLARI YAŞAMLA BULUŞTURAN LİDER!
Türkiye'de kadınları yaşamla buluşturan lider Mustafa Kemal Atatürk'ten başkası değil kuşkusuz…
Elbette Osmanlı döneminde çağdaşlaşmanın adımları atıldı ama ilerleme çok sınırlıydı.
*****
Tek eşlilik bile Mustafa Kemal Atatürk'ün armağanı değil mi?
"İki kadının şahitliği bir erkekle aynıdır" kuralını tarihin çöplüğüne kim gönderdi?
Kız çocuklarının, erkek çocukları gibi mirastan pay almasını sağlayan o büyük insan değil mi?
Ancak cumhuriyet devrimlerinden sonra kadınlar istedikleri işte çalışmaya başlamadılar mı?
****
Kadınların toplumsal yaşama katılmasının yolunu Cumhuriyet devrimleri ve özellikle Medeni Kanun açtı.
17 Şubat 1926 yılında kabul edilen, aynı yılın ekim ayında yürürlüğe giren Medeni Kanun olmasaydı, kadınların toplumsal yaşama aktif katılmasını bir kenara bırakın, Suudi Arabistan'da olduğu gibi sokağa bile çıkamazdı.
O kanunla "Resmi nikah" zorunlu hale getirildi.
Böylece erkeğin üç kez "Boş ol" demesiyle evlilik sözleşmesinin sona ermesinin önüne geçildi.
Bu bile büyük nimet değil mi?
Kadınlara vurulan pranganın çözülmesi anlamına gelmiyor mu?
****
‘Kadınlar ancak AK Parti döneminde var oldu’ diyen Özlem Zengin acaba bu devrimler yapılmamış olsaydı, TBMM’de olabilir miydi?
Orada değil konuşmak, erkeklerle yan yana durabilir miydi?
BİR KADININ LOKANTAYA GİTMESİ BİLE DEVRİMDİ!
Cumhuriyet tarihi kadınlar açısından hep ilklerin tarihidir.
İlk kadın hekim ancak cumhuriyet döneminde klinik açabildi.
İlk kadın avukatımız meşhur Ağaoğlu ailesinden Süreyya Ağaoğlu, cumhuriyet döneminde mesleğini yapma hakkına kavuştu.
****
Süreyya Ağaoğlu’nun anılarını anlattığı “Bir Ömür Böyle Geçti” adlı kitabı okumuş, çektiği acılara tanıklık etmiş, o kitabı da başucu yapıtlarımdan biri haline getirmiştim.
Düşünün, 1925 yılında bile iki kadının bir lokantaya gidip yemek yemesi sorundu.
Avukat Süreyya Ağaoğlu yine kendisi gibi hukukçu bir kadınla Ankara'da restorana gidince kıyamet kopmuştu.
Ayrıntılarını bir başka yazımda anlattığım için geçiyorum.
****
Bu ülke yobazlara, ülkeyi geriye götürmek isteyenlere, örümcek ağı bağlamış kafalara karşı adım adım direnerek yol aldı.
Sözü şöyle bitirelim:
"Türk kadınının Mustafa Kemal Atatürk'ten başka hiç kimseye borcu yoktur."