En sade anlatımıyla hak, hukuken korunan ve sahibine bu korumadan yararlanması yetkisi tanınmış olan menfaatler bütünüdür. Çocuk hakları ise, bu tanımdaki menfaatin çocuğun menfaati olduğu durumları ifade etmektedir. Çocuk da insan olması sebebiyle bütün insan haklarına, bunun yanında çocuk olması sebebiyle de kendisine özgülenmiş çeşitli haklara sahiptir. Bunlar, aslında temel insan haklarının çocuklara özgülenmiş şekilleridir. Türk Medeni Kanununa göre çocukluk, kişiliğin kazanılması ile başlar. Kişilik ise, tam ve sağ doğum ile kazanılır. Çocuklar ehliyetleri itibariyle sınırlı ehliyetsizler grubuna girmektedir bu nedenle hukuki işlemlerini veli ya da vasi adı verilen yasal temsilcilerinin onayı olmaksızın yapamazlar. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun uyarınca daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Suça sürüklenen çocuk ise “kanunda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen" çocuktur.
En çok karıştırılan ise ergin sayılma halleridir; Kişi 18 yaşından önce ergin (reşit) olsa da çocuk sayılmaya devam edecektir. Bu anlamda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun da erginlik (reşitlik) yaşı 18 olarak kabul edildiği, 15 yaşını doldurmuş kişinin anne ve babasının rızası ile ve mahkemenin onayı ile ergin kılınabileceği, 16 yaşını doldurmuş kişinin hakim kararı ile, 17 yaşını doldurmuş kişinin ise anne ve babasının rızası ile evlenebileceği kabul edilerek evlenmenin kişiyi ergin kılacağı belirlenmiştir. Bu durumlarda dahi ergin kılınan kişinin çocuk olma hali devam edecektir. 16 yaşında evlenmiş ve bu nedenle ergin sayılmış kişi ile 15 yaşında yargısal karar ile ergin kılınmış kişi TCK ve ÇKK (Çocuk Koruma Kanunu ) bakımından çocuk olmaya devam edecektir.
Çocuk Hukuku Denilince İlk Akla Gelen "Çocuğun Üstün Yararı İlkesi" Olmalıdır.
Çocuk Hukuku bazı özellikleriyle diğer hukuk dallarından ayrılmaktadır;
En temel ilke çocuğun üstün yararının korunmasıdır.
Pek çok kuralı emredicidir, taraflarca aksi kararlaştırılamaz.
Bu düzenlemelerin amacı sosyal devlet ilkesi gereği kamu yararı ve kamu düzenini korunmaktır.
Sözleşme serbestisi bulunmamaktadır .
Çocuğa ilişkin işlemlerin büyük çoğunluğu hakim ya da noter aracılığıyla yapıldığından sıkı şekil kurallarına tabidir.
Çocuklar, korunması gereken gruplar arasında öncelik arz etmektedir.
Çocuğun kişi varlığının korunması için düzenlemeler çeşitlilik arz etmektedir;
bedensel ve zihinsel gelişiminin tehlikeye düşmesi
manen terkedilmiş olması ailenin huzurunu katlanamayacak derecede bozması gibi koşulların gerçekleşmesi halinde hâkim,
çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirilmesine karar verebilir. Yukarıda bahsi geçen koruma önlemlerinin yetersiz kalması durumunda hâkim koşulların gerçekleşmesi halinde velâyetin kaldırılmasına karar verir. (Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.)
Amaç Çocuğun Cezalandırılması Değil "İyileştirilmesi"dir.
Suç işlesin veya işlemesin çocuklar hakkında her türlü koruyucu ve detekleyici tedbiri alma görevi çocuk mahkemesi hakimine aittir. Hakim talebi üzerine veya kendiliğinden çocuğu koruyucu ve destekleyici tedbirler almakla görevlidir. Çocuk mahkemeleri, asliye ceza mahkemesi tarafından yargılanması gereken suçlar ile ilgili yaş küçüklüğü nedeniyle suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan davalara, çocuk ağır ceza mahkemeleri ise, çocukların işlediği ve esasen ağır ceza mahkemesi tarafından yargılanması gereken suçlarla ilgili yaş küçüklüğü nedeniyle çocuklar hakkında açılan davalara bakmakla görevlidir. Bir suç nedeniyle savcılık soruşturması aşamasında mahkeme tarafından verilmesi gereken kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir. Tüm ceza mahkemelerinde olduğu gibi çocuk ceza mahkemelerinin itiraz yolu açık olan ara kararlarına karşı itiraz yolu açıktır.
Türkiye Hukuk sistemimizde çocukların ceza sorumluğunun başlangıcında asgari yaş sınırı 12 olarak kabul edilmiştir. 12 yaşından küçük çocuklar ile 15 yaşından küçük sağır ve dilsizlerin ceza sorumluğunun bulunmamaktadır. Bu nedenle 12 yaşından küçük bir çocuğun (veya 15 yaşından küçük bir sağır ve dilsizin) ceza sorumluluğunun var olup olmadığı konusunda bir araştırmaya gidilemeyecektir. Ceza sorumluluğu bulunmayan çocuklar için bir ceza verilmesi elbette ki doğru bir uygulama olmayacaktır. Bu durumdaki çocukların kusur yeteneğinin bulunmadığı kabul edildiğine göre işlediği fiille ilgili olarak kusurluluğunun bulunmadığı kabul edilen bir kişiye ceza verilmesi evrensel ceza hukuku ilkelerine de aykırıdır. Suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanır. Bu tedbirler; danışmanlık , eğitim, bakım, sağlık, barınma tedbiri ile tehlike altında bulunmadığının tespiti ya da tehlike altında bulunmakla birlikte veli veya vasisinin ya da bakım ve gözetiminden sorumlu kimsenin desteklenmesi suretiyle tehlikenin bertaraf edileceği anlaşılan çocuklara ve bunların sorumlusu durumundaki kişilere yönelik tedbir, olarak sıralanmıştır. Çocuk mahkemeleri, asliye ceza mahkemesi tarafından yargılanması gereken suçlar ile ilgili yaş küçüklüğü nedeniyle suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan davalara, çocuk ağır ceza mahkemeleri ise, çocukların işlediği ve esasen ağır ceza mahkemesi tarafından yargılanması gereken suçlarla ilgili yaş küçüklüğü nedeniyle çocuklar hakkında açılan davalara bakmakla görevlidir. Bir suç nedeniyle savcılık soruşturması aşamasında mahkeme tarafından verilmesi gereken kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir Tüm ceza mahkemelerinde olduğu gibi çocuk ceza mahkemelerinin itiraz yolu açık olan ara kararlarına karşı itiraz yolu açıktır.
Mutlaka Bilinmesi Gerekenler Köşesi
Şüpheli/sanık veya mağdur çocuğa istemi olmaksızın bir müdafi/vekil atanır.
Çocuk mahkemelerinin kararına karşı 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir. İşlenen suçun etkisi ile psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur çocuk soruşturma ve kovuşturma aşamasında kural olarak bir kez dinlenebilir.
İşlenen suçun etkisi ile psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur çocuk soruşturma ve kovuşturma aşamasında kural olarak bir kez dinlenebilir.
Dinlenen mağdur çocuğun ifadesi görüntülü ve sesli olarak kaydedilmek bir zorundadır. Mağdur çocukların dinlenmesi sırasında, psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alında uzman bir kişinin bulundurulması zorunludur.
Mağdur çocukların dinlenmesi sırasında, psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alında uzman bir kişinin bulundurulması zorunludur.
18 yaşını bitirmeyen failler hakkındaki hükümler kapalı duruşmada açıklanması gerekir. Basın Kanunu hükümleri uyarınca suça sürüklenen çocuklara ilişkin kimlik bilgileri ve fotoğraflara yer verilemez.
Bir yetişkin hakkında verilen hükmün açıklanması geri bırakıldığında yetişkin için 5 yıl denetim süresi belirlenirken, çocuklar için belirlenecek olan denetim süresi üç yıldır.
Bir yetişkin hakkında verilen hükmün açıklanması geri bırakıldığında yetişkin için 5 yıl denetim süresi belirlenirken, çocuklar için belirlenecek olan denetim süresi üç yıldır
Suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturmanın bizzat çocuk suçlarına ilişkin büroda görevli cumhuriyet savcısı tarafından yapılmak zorundadır.
Çocuklar gözaltına alındığında, kolluğun çocuk biriminde, çocuk birimi bulunmayan yerlerde ise yetişkinlerden ayrı yerde tutulurlar.
Çocuğun gözaltına alındığı, ana, baba veya vasisine bildirilir. Kendisinin yararına aykırı olduğu saptanmadığı veya kanuni bir engel bulunmadığı durumlarda çocuğun anası, babası veya vasisi ifade alma sırasında hazır bulunabilir.
Çocukların nakli sırasında, çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. Bu hüküm tüm çocukları kapsar.
15 yaşından küçük çocukların işledikleri iddia olunan suça ilişkin kanun maddesinde öngörülen ceza miktarının üst sınırı beş yıldan fazla değil ise çocuk hakkında tutuklama kararı verilemez.