T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı(TİKA), İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Moğolistan Kültürel Miras Merkezi iş birliğinde hazırlanan ve Moğolistan bozkırlarındaki taşbabaların restorasyon sürecini konu edinen “Göktürklerin Gizemli Mirası: Taşbabalar” filminin galası yapıldı. İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan ve Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cenk Demirkıran’ın yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği belgesel, bölgede yürütülen 10 yıllık saha çalışmalarını beyaz perdeye taşıyor. TİKA’da yapılan galaya, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TİKA Başkanı Serkan Kayalar, MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Moğolistan’ın Ankara Büyükelçisi Gombosuren Munkhbayar, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türkiye’nin eski Ulanbator Büyükelçisi Zafer Ateş ve birçok davetli katıldı. Dünya mirası açısından önemli Galada konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, emeği geçenlere teşekkür ederek, bu çalışmaların ortak hafızaya katkıda bulunduğunu ve dünya mirası açısından önemli olduğunu vurguladı. Bakanlık olarak kültürel faaliyetlere yoğunlaştıklarını dile getiren Çam, özellikle kazı alanlarında çalışma sayısını artırdıklarını belirtti. Çam, Göktürkler‘in mirasının yaşatılması için çalışmalarda bulunduklarını, Türkiye'nin söyleyeceği, katkı sunabileceği birçok hususun olduğunu belirterek, Moğolistan'ı da Türk dünyasının bir parçası olarak gördüklerini söyledi. TİKA'nın son dönemde yaşanan en zorlu süreçleri başarılı bir şekilde atlattığını ve yapacağı birçok çalışmanın bulunduğunu kaydeden Çam, TİKA Başkanı Kayalar'ın zor dönemlerde önemli işlere imza attığını bildirdi. Moğolistan'da 900'e yakın proje TİKA Başkanı Kayalar da ajans olarak Moğolistan'da, 1994’ten beri 900'e yakın proje gerçekleştirdiklerini ve ortak kültürel mirasa dair projelerin iz bıraktığını dile getirdi. 1994'te başlattıkları "Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi"ne değinen Kayalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla Bilge Tonyukuk Anıtı’na giden 46 kilometrelik yolu asfaltladıklarını, Bilge Tonyukuk Anıtları başta olmak üzere Göktürk mirasının korunması için çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Kayalar, Göktürk dönemine ait 10 taşbabanın (mezar taşı) modern restorasyon yöntemleriyle yeniden ayağa kaldırıldığını, Orta Asya'daki Türk varlığını somut biçimde belgeleyen bu taşbabaların, gelecek kuşaklara bırakacakları kültürel mirasın en nadide örneklerinden biri olduğunu vurguladı.Restorasyonlar sırasında 4 bin kilometrelik bir sahanın tarandığını ve eserlerin bilimsel raporlamalarla kayıt altına alındığını belirten Kayalar, "Bu kıymetli süreç, bugün gösterimini yapacağımız 'Göktürklerin Gizemli Mirası: Taşbabalar' belgeseline ilham oldu." dedi.Kayalar, belgesele katkıda bulunan kurumlara teşekkür etti. İkili ilişkilerin 56’ncı yıl dönümü Son yıllarda özellikle kültürel alanda olmak üzere iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da geliştiğini belirten Büyükelçi Munkhbayar ise bu yıl Moğolistan-Türkiye arasındaki ilişkilerin 56’ncı yıl dönümü olduğunu ama iki ülke arasındaki ilişkinin daha derin bir tarihsel geçmişinin bulunduğunu söyledi. Munkhbayar, projeye katkı sunanlara teşekkür etti. Dünya tarihinden beyaz perdeye İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, 2019 sonrasında başlayan Moğolistan ile yapılan iş birlikleri ile dünyanın takip ettiği kültürel kalıntılara ulaşıldığını kaydetti. Prof. Dr. Şaban Doğan’ın bölgede yürütülen arkeolojik çalışmaların başındaki isim olduğunu aktaran Prof. Dr. Bulduklu, “Bizim bölgedeki arkeolojik çalışmalarımız bilim, tarih ya da kültürün izini sürmenin ötesinde bir boyuta sahip ve Türk-Moğol ilişkilerinin gelişiminde de özel bir anlam taşıyor. Prof. Dr. Doğan hocamıza tarihe ışık tutan çalışmaları nedeniyle Moğolistan Meclisi tarafından devlet nişanı verildi. Üniversitemiz ile Moğolistan’daki muhataplarımızın ortaklaşa yürüttüğü projeler sadece o bölge ile sınırlı değil. Van’ın Çaldıran ilçesinde yapılan arkeolojik kazılarda, İlhanlı hükümdarı Hülagü Han’a tarafından yapılan bir yazlık saray kalıntısı keşfedildi. Ayrıca Orhun Vadisi ve Tuul Nehri çevresindeki çalışmaların en görünür ayağını şüphesiz geçtiğimiz yıl keşfedilen Togu Balık oluşturmaktadır. Togu Balık, sadece fiziksel kalıntılar açısından değil; kent planlaması, yazıtlar, mezar yapıları ve günlük yaşam izleriyle Türk yerleşim tarihine ışık tutacaktadır Sonuç olarak üniversitemiz tarafından koordine edilen Moğolistan çalışmaları, sadece tarihî mirasın keşfiyle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda çağdaş akademik diyalog, kültürel etkileşim ve stratejik iş birlikleri yoluyla Türkiye-Moğolistan ilişkilerini yeniden tanımlayan çok boyutlu bir vizyon ortaya koymaktadır. Ben, bu çalışmalarımızın tümünde yanımızda olan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza ve TİKA’ya en kalbi şükranlarımı sunuyorum. TİKA Başkanımıza ve bölgedeki TİKA Koordinatörlerimize şahsım ve üniversitem adına teşekkür ediyorum. Bu filmde emeği geçen İKÇÜ Medya Merkezine ayrıca şükranlarımı sunuyorum” dedi Belgesel bilimsel arşiv niteliğinde Üniversite olarak Moğolistan'da 10 yıldır önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini hatırlatan Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, ortak kültürel mirasa önemli katkılarda bulunma çabası içinde olduklarını ifade etti. Bu kapsamda 10 taşbabanın TİKA desteği ve Moğolistan Kültürel Miras Merkezi iş birliğiyle restore edildiğini aktaran Prof. Dr. Doğan, restorasyon sürecini belgesel formatında izleyiciyle buluşturarak farkındalık yaratmak istediklerini söyledi. Dekan Prof. Dr. Doğan, “Proje süresince yaklaşık 4000 kilometre yol kat ederek Göktürk dönemine ait insan figürlü taşlardaki hasarları inceledik. Bu süreçte, eserlerin fotogrametrik dokümantasyonları, restitüsyonları, restorasyonları ve bakımlarını yaptık. Restorasyonlar, TİKA tarafından 2023 yılında Moğolistan Kültürel Miras Merkezi’ne sağlanan mobil laboratuvar kullanılarak gerçekleştirildi. Çekimleri İKÇÜ Medya Merkezince yapılan 2 bölümden oluşan belgeselimiz, kültürel mirasımızın korunmasına yönelik önemli bir görsel arşiv niteliği taşıyor. Emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından belgesel gösterimi yapıldı.