BUPAR Araştırma Danışmanlık dün Tele1’de yayınlanan Tuncay Mollaveisoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Anında Manşet için çok çarpıcı bir araştırma hazırladı.

10-13 Şubat tarihlerinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilen, 15-24 yaş arası 1512 gençle yüz yüze yapılan araştırmanın sonuçlarını BUPAR Araştırma Danışmanlık Başkanı Erdal Akaltun açıkladı.

Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 36,1’i lise öğrencisi, yüzde 30,1’i üniversite öğrencisi, yüzde 11,2’si üniversiteden yeni mezun olmuş, yüzde 8,2’si ise üniversiteye hazırlanıyor. Gençlerin yüzde 33,1’i lise öğrencisi ve çalışmıyor, yüzde 16,6’sı üniversite öğrencisi ve çalışmıyor iken; yüzde 8,2’si üniversite öğrencisi ve part time çalışıyor, yüzde 5,4’ü lise terk veya lise okumuyor ancak çalışıyor.

En çarpıcı ve Erdal Akaltun’un da üzerinde “en üzücü sonuç” olarak durduğu durum ise Hane Halkı Geliri başlığı altında ortaya çıkmış. Buna göre araştırmaya katılan gençlerin hanesinin yüzde 47,2’sinin 0 ile 5 bin TL arasında, yüzde 34,2’sinin ise 5 bin ile 10 bin TL arasında geliri var.


Yani gençlerin yüzde 81,4’ü yoksulluk ve açlık sınırı altında bir hane geliri içinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Bu durum “ev genci” kavramını daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Peki gençler kendini nasıl tanımlıyor?

Gençlerin yüzde 14,5’i kendilerini “teknolojiyi seven, teknoloji bağımlısı” olarak tanımlarken; yüzde 11,7’si kendisini “yenilikçi, meraklı, araştıran” olarak tanımlıyor. Gelecek kaygısı taşıyanların oranı yüzde 7,5, “zeki akıllı, çalışkan, bilgili” olarak kendini tanıtan oranı yüzde 7,5. Ekonomik sorunlarla uğraşıyorum diye kendini tanıtan gençlerin oranı yüzde 7,2.

Bunlar öne çıkan rakamlar. Gençler kendilerini sırasıyla “ülkenin geleceği, gelecek vaat eden”, “eğlenceli, gezmeyi seven, çılgın” ve “sorumsuz rahat” olarak tanımlıyor.

Aralarında ekonomiyi konuşuyor!

BUPAR Araştırma “Bir gün içerisinde arkadaşlarınız ile aranızda en çok hangi konuları konuşuyorsunuz?” diye sormuş.

Gençlerin yüzde 38,7’si bu soruya “ekonomi, zamlar, geçim sıkıntısı” olarak cevap vermiş.

Yüzde 21,7’si bu soruyu “eğitim, okul, dersler, üniversite” olarak cevaplarken; yüzde 14,5’i siyaset konuştuklarını, yüzde 13,8 ise gelecek ve iş hayatlarından konuştuklarını belirtmiş.

Gençler “sizce ülkemizin sorunları nelerdir” sorusuna ise yüzde 71,6 ile “Ekonomi, zamlar, doların yükselmesi” cevabını vermiş. Diğerleri sırasıyla “eğitim sistemi”, “adalet sistemi, adaletsizlikler”, “ülkenin yönetimi, Recep Tayyip Erdoğan” cevaplarını vermiş.

Gençlerin yüzde 70’e yakını sosyal medyadaki paylaşımlarından korkuyor, çekiniyor, kaygı duyuyor. Yüzde 87’si ise ülkemizdeki internet kullanımını pahalı buluyor.

Gelelim sokak röportajlarında bir anda ortaya çıkan ve telefonunu göster diyen “dayılara”. Bu dayılara üzücü bir haberimiz var zira gençlerin yüzde 92,8’i akıllı telefonu “doğal bir ihtiyaç, günümüzün gereksinimi” olarak görüyor.

Gençlerin yüzde 74,8’i ise “sahip olduğunuz telefonun fiyatı ile yaşam koşulları arasında bir ilişki var mı” sorusuna “Hayır. Ekonomik durumu iyi olmayanlar da şartlarını zorlayarak mecburen son model almaya çalışıyorlar çünkü bu bir ihtiyaç” diyor.

Sokak röportajlarında ortaya çıkan “dayıların” bu veriler ışığında azalarak bitmesi umuduyla bu notu da düşmüş olalım.

Siyasetten ve siyasilerden bir umutları yok…

Teknolojiyle, sosyal medya ile bu kadar içli dışlı olan genlerin yüzde 68,5’i sosyal medyada hiçbir lideri ve partiyi takip etmiyor.

Gençlere yönelik video hazırlayıp sosyal medyaya salan ve böylece oylarını alabileceklerini sanan liderlere ve partilere duyurulur!..

Gençlere en beğendikleri siyasiler sorusu sorulduğunda da yine yüzde 34’ü hiçbiri cevabını verirken Mansur Yavaş yüzde 15,9 ile ilk sırada çıkmış, yüzde 12,1 ile onu Recep Tayyip Erdoğan takip ediyor. İmamoğlu’nu merak edenlere de rakamı yazalım: yüzde 7,9.

BUPAR Araştırma’nın “Genel başkanlardan hangileri sizin düşüncelerinizi, beklentilerinizi, çıkarlarınızı en iyi şekilde temsil ediyor” sorusuna ise yine gençlerin yüzde 48’i “Hiçbiri” yanıtını vermiş. Bu yanıtı sırasıyla yüzde 13,8 ile Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 7,9 ile Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 6,1 ile Meral Akşener, yüzde 3,7 ile Selahattin Demirtaş takip ediyor.

Yüzde 80’i ne eğitimde ne sağlıkta ne de adalette fırsat eşitliği olduğuna inanmıyor.

Yüzde 80’i ülkede kutuplaşma olduğunu belirterek medyada ifade özgürlüğü olmadığını söylüyor. Tüm siyasi partilerin göz diktiği gençlik oylarına dair de şunu diyelim: Gençler sadece adaya değil büyük çoğunluğu aday ve adayların niteliklerine ve en önemlisi vaatlerine bakarak oy kullanacaklarını belirtiyor.

Yüzde 90’ı gelecek kaygısı yaşıyor…

Hemen her gün gazetelerde televizyonlarda gençlerin yurtdışına çıkma istekleri konuşuluyor. BUPAR’ın araştırmasında gençlerin bu isteği ete kemiğe bürünmüş. Şöyle ki:

Gençlerin sadece yüzde 9,1’i “Hayır hiçbir zaman gelecek kaygısı yaşamıyorum” diyor.

Yüzde 72,3’ü fırsatım olsa başka bir ülkede üniversiteye giderim diyor.

Yüzde 56,4’ü fırsatı olsa başka bir ülke vatandaşlığına geçmek istediğini söylerken sadece yüzde 24,5’i bu soruya “hayır istemem” yanıtını veriyor.

Gençlerin yüzde 80’i tek bir dünya lideri görüyor o da Atatürk.

Biz de her şeye rağmen “bütün ümidim gençliktedir” diyerek bu yazımızı bitirelim.