CHP İzmir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, milyonlarca seçmenin hür iradesiyle seçilen ve haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanan belediye başkanlarının, başkan yardımcılarının, bürokratların ve personelin sağlığından ve can güvenliğinden hükümetin sorumlu olduğunu hatırlatarak AKP’ye açık çağrıda bulundu.
Nalbantoğlu, “Tutsakların tırnağına zarar gelirse bunun sorumlusu başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Adalet Bakanı, hakimler, savcılar, cezaevi müdürlüğü, cezaevi tabipliği, sağlık kurulları, gardiyanlar ve sürece ucundan kıyısından bulaşmış herkes olacaktır.” ifadesini kullandı.
Nalbantoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi.
“Yaşam hakkı kutsaldır. Devletin birinci görevi de yaşam hakkının koruyucusu ve güvencesi olmaktır. İster dışarda ister cezaevlerinde olsun Devletin yaşam hakkını koruma konusundaki pozitif yükümlülüğü, yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını, kamusal makamların ve diğer bireylerin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğünü kapsamaktadır. Bu kapsamda Hükümetin daha doğrusu AKP’nin önceliği belediye başkanlarımızın, bürokratların, yoldaşlarımızın ve yol arkadaşlarımızın yaşamlarını güvenceye almak, her türlü hastalığa ve kötü muameleye karşı onları korumak olmalıdır. Bu nedenle içerde tutulan yol arkadaşlarımızın aldığı havadan, içtiği suya ve yediği yemeğe, hastalık ve tedavi süreçlerinden güvenliklerine kadar yaşanacak her olumsuzluğa karşı yetkililer duyarlı olmak zorundadır. Buradan açıkça uyarıyor ve yetkililere sesleniyorum. Yakın zamanda Ergenekon kasası diye tutuklanan ve yavaş yavaş ölümüne seyirci kalınan Kuddusi Okkır vakası hala hafızalarımızdadır. Aynı şekilde Mahir Polat’ın başına gelenler ve Beylikdüzü Belediye Başkanımız Murat Çalık’a yapılanlar ortadadır. İddianameleri yazılmadan, mahkemeleri görülmeden haksız ve hukuksuz şekilde cezaevlerine atılan tutsaklarımızın tırnağına zarar gelirse bunun sorumlusu başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Adalet Bakanı, hakimler, savcılar, cezaevi müdürlüğü, cezaevi tabipliği, sağlık kurulları, gardiyanlar ve sürece ucundan kıyısından bulaşmış herkes olacaktır.”
Kötülükte sınır tanımayan bir yapıyla karşı karşıyayız
AKP İktidarının kendisinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen, hükümeti ve sistemi eleştiren herkese düşman hukuku uyguladığına dikkat çeken Nalbantoğlu, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Yaşanılanlara baktığımızda bundan daha kötüsü ne olabilir dediğimiz her aşamada bir başka kötülükle karşılaşıyoruz. İnsan onurunu hiçe sayan şafak baskınları ve bir başarıymış gibi medyaya servis edilen gözaltı süreçleriyle başlayan, uzun sürelere yayılan sorgulamalarla devam eden, günlerce bir battaniye üzerinde yatırılan, her türlü hijyen ve temizlik olanaklarından yoksun bırakılan, sağlıklı gıdaya erişim konusunda zorluk çıkarılan, tutukluluk kararından sonra ailesinden kilometrelerce uzaklıktaki yerlere sevk edilen, tedavi süreç ve protokollerine uyulmayan ve her aşaması insan hakları ihlali olan uygulamalara bakıldığında tepeden tırnağa kötülüğe bürünmüş, iktidar hırsıyla gözünü kin bürümüş, kötülükte birbiriyle yarışan ve sınır tanımayan bir yapıyla karşı karşıya olduğumuz görülmektedir. Dolayısıyla bu süreçte, milletin gözünün içine baka baka yapılanları gördüğümüzde cezaevlerinde de yaşanacak cana ve sağlığa kasta yönelik her türlü olumsuzluğa karşı yetkilileri duyarlı ve dikkate davranmaya davet ediyorum. Aksi durumda ülkemize de halkımıza da çok büyük kötülük edilmiş olacaktır. Ve bu kötülüğün altında herkes kalacaktır.”