Ankara’da 10 Ekim 2015’te barış ve demokrasi mitingine yönelik IŞİD’in düzenlediği canlı bomba saldırısında yaşamını yitiren yurttaşlar için anma töreni düzenlendi. Törende 10 yıldır adalet arandığı vurgulandı. Törenin ardından Ankara Adliye’sine yürümek isteyen kitleye polis engel oldu. Kalabalık ve polis arasında arbede yaşandı.

Ankara’da 10 Ekim 2015’te barış ve demokrasi mitingine yönelik terör örgütü IŞİD’in düzenlediği canlı bomba saldırısında yaşamını yitiren yurttaşlar için anma töreni düzenlendi.

Ankara Gar KatliamiYürüyüşte, '10 Ekim'i unutma, unutturma', 'Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek' ve 'Faşizme ölüm, halka hürriyet' sloganları atıldı.

Katliamın yaşandığı yerde saat 10:04'te yapılan saygı duruşunun ardından katliamda hayatını kaybeden yurttaşların ismi okundu.

Saygı duruşunun ardından basın açıklamasını 10 Ekim Barış Derneği Başkanı avukatı Mehtap Sakinci okudu. Sakinci, Adalet taleplerini yineledi.

Açıklamada, "Bu ülkede barış, bu uğurda yaşamını yitiren 104 insan ve nicelerine adalet gelmediği sürece, barış tesis edilmiş olmayacaktır. 10 Ekim Barış Derneği olarak 10'uncu yılında başta adalet talebimiz olmak üzere, katliamları unutmayacağız. 10 yıldır adalet dedik. Ama artık öyle bir noktaya geldik ki kararlar sinir uçlarımıza dokunuyor. Suçla bağlantısı olan herkes gün yüzüne çıkacak ve herkes hesap verecek. Hukuka aykırı kararlara rağmen adalet istiyoruz. Bu ülkenin 104 insanının hayatını saymayan, bizi tümden yok etmeye çalışan bu sisteme de gitmediğimizi yeniden hatırlatıyoruz" denildi.

10 Ekim 001YÜRÜYÜŞE POLİS ENGELİ

Manavgat Belediyesi soruşturmasında yeni gelişme
Manavgat Belediyesi soruşturmasında yeni gelişme
İçeriği Görüntüle

Gar önündeki anmanın ardından kitle, Ankara Adliye’sine doğru 'Adalet Yürüyüşü' gerçekleştirdi. Yürüyüşe izin vermeyen polis kitlenin önüne barikat kurdu. Kitle ile polis arasında arbede yaşandı. Yapılan görüşmelerin ardından Gar Katliamı anmasında izin verildi.

Ankara Garı saldırısı ya da Ankara Garı Katliamı, 10 Ekim 2015'te yerel saat ile 10.04 civarında Ankara ilinin Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen bombalı intihar saldırısıdır.

104 kişinin ölmesi ile modern Türkiye tarihindeki en ölümcül intihar saldırısı oldu.

19 Ekim 2015'te, iki canlı bombadan birinin Suruç saldırısını gerçekleştiren kişinin erkek kardeşi olduğu, iki kardeşin de Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ve IŞİD destekli Dokumacılar grubuyla bağlantılı olduğu belirlendi.

10. yılında 10 Ekim Gar Katliamı ile ilgili tek bir kamu görevlisi bile yargılanmadı, 5 sanığın Suriye'de olduğu tespit edildi.

"Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi"ne katılmak üzere toplananlara IŞİD tarafından Ankara Garı önünde düzenlenen ve 104 kişinin ölümüyle sonuçlanan çifte intihar saldırısının üzerinden 10 yıl geçti. 10 Ekim saldırısı, Türkiye tarihinde en çok sivil ölüm gerçekleşen saldırı oldu.

Adalet Bakanlığı 10 Ekim katliamı için, “istihbarat yoktu” dedi.

10 Ekim 2015’te KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin çağrısıyla düzenlenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi'ne katılmak üzere Ankara Garı önünde bir araya toplanan kalabalığa IŞİD tarafından bombalı saldırı düzenlendi. Birkaç saniye arayla düzenlenen çifte intihar saldırılarında 104 kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi de yaralandı. 10 Ekim, Türkiye tarihinde en çok sivil ölüm gerçekleşen saldırı olarak kayıtlara geçti. Hayatını kaybedenler için üç gün ulusal yas ilan edildi.

Sanıklardan 16'sına saldırıdan bu yana ulaşılamadı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce iddianamenin kabul edilmesinin ardından sanıkların yargılanmasına 7 Kasım 2016’da başlandı.

Yargılama sırasında saldırının, birçok istihbari bilgiye rağmen gerçekleştiği ortaya çıktı. Mağdurların avukatları, 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta düzenlenen saldırının ardından kalabalık organizasyonlara yönelik IŞİD saldırılarının beklendiğini dile getirdi. Bu bilgilerin güvenlik güçlerine Eylül 2015'te bildirildiği, canlı bombaların isimleri ve resimlerinin bile belli olduğu ifade edildi. Gaziantep merkezli bir IŞİD hücresinin Türkiye içinde eylem arayışında olduğu, bu hücrenin kod adı "Ebu Ali" olan Yunus Durmaz tarafından yönetildiği, Durmaz’ın ise Suruç saldırısını gerçekleştiren isimlerle bağlantılı olduğu ifade edildi.

Emniyet'in 21 kişilik canlı bomba listesi hazırladığı yıllar sonra ortaya çıktı

Ayrıca yine aynı yıl Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın 21 kişilik “canlı bomba listesi” listesi hazırlayarak taşra teşkilatlarına gönderdiği de yargılama sürecinde ortaya çıktı. Listede ismi yer alan Yunus Emre Alagöz 10 Ekim saldırısında canlı bomba oldu. Bu listedeki isimlerin neredeyse tamamı ise Gaziantep merkezli IŞİD yapılanmasıyla bağlantılıydı.

Canlı bombaların Ankara’ya taşınmasına eskortluk eden Yakub Şahin'in, bomba yapımında kullanılan malzemeleri Nizip’ten satın almaya çalıştığının esnaf tarafından ihbar edildiği, Nizip Emniyeti'nin de katliamdan 8 gün önce bunu Gaziantep Emniyeti’ne bildirdiği de yine yargılama sırasında mağdur avukatlarının çabasıyla ortaya çıktı.

İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri "önlenebilir bir eylemdi" değerlendirmesi yaptı

Yargılama sürecinde İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerinin 25 Şubat 2016 tarihli raporu da dosyaya girdi. Raporda, Ankara Emniyeti ve ilgili birimlerin miting öncesinde gelen istihbarat notlarına rağmen gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı ve “önlenebilir bir eylem” olduğu ifade ediliyordu. Müfettişler, dönemin Ankara Emniyet Müdürü ve bazı istihbarat yöneticileri hakkında soruşturma izni talep etti. Ancak bu talep, Ankara Valiliği tarafından “görev kusuru yoktur” denilerek reddedildi.