Yasaklarla özgürlük…

Türkiye’de özgürlük tarifini şöyle yapabiliriz: “Yasakların dışında her şey serbesttir.”

Ama insan şaşırıyor tabii… Çünkü yasakların dışında bir şey kalmıyor.

Sağa dönmek yasaktır ! Sola dönmek; Türkiye’nin siyasi tarihine bakılırsa zaten pek makbul değildir.

Düz gitsen, “bu kadar dümdüz nereye gidiyorsun, acaba başka bir niyet mi var?” diye sorarlar. Yani yol var, araba var, sen varsın; ama gitmek yasaktır.

Kapalı yerlerde sigara içmek yasaktır!

Ama devlet sigaradan aldığı vergilerle bütçesini düzeltir. Sigara içeni cezalandırır, satandan ise vergi alır.

Bir gün belki nefes almak da yasaklanır ama “ciğer vergisi” diye yeni bir vergi kalemi icat edilebilir.

Durmak yasaktır !

Ama koşsan da “bu kadar hızlı koşmak da şüpheli” derlerse şaşırma. Durmadan koşarsın, nereye varacağını düşünmeden… Çünkü; düşünmek için durman gerekir… Dolayısıyla düşünmek de doğal olarak yasaktır.

Sonra bakarsın bir gün “gazete yazmak, televizyondan konuşmak bir yana” sosyal medyada yazmak bile yasaktır,!

Konuşmak yasaktır, gülmek yasaktır !

Ama susmak da tehlikelidir: “Niye susuyorsun? Susarak neyi ima ediyorsun?”

İşte bu yüzden, bizim memlekette en özgür davranış, yasakları alkışlamaktır. Ne kadar çok alkışlarsan, o kadar “özgür”sündür.

Bir gün biri çıkıp “özgürlük nedir?” diye sorarsa, belki de en doğru cevap şudur:

“Özgürlük, yasakların sayısını saymaktan yorulmaktır.”