Vizeyle gelen nankörlük

Suriye, artık Türk vatandaşlarına vize uygulayacakmış.

Türk vatandaşları giriş süresine bağlı olarak Suriye’ye vizeyle girebilecek. Tek girişli vize 50 dolar, çift girişli 75 dolar, çok girişli vize ise 100 dolar olacak. Transit geçişler için de 25 dolar ücret belirlendi.

Bu cümleyi okuduğunuzda hafifçe omuz silkip “Eee, ne olmuş?” diyebilirsiniz. Ama biraz duralım. Hafızamızı zorlayalım. Çünkü bu haber, sadece bir diplomatik karar değil. Bu, bir vefasızlığın belgesi.

Bir unutuluşun, bir yok sayılışın ve belki de bir inkârın resmi.

Türkiye Cumhuriyeti, iç savaşa sürüklenen Suriye’nin milyonlarca vatandaşına sınırlarını açtı. Onlara "misafir" dedi.

Kendi vatandaşıyla aynı hastanede tedavi ettirdi, aynı okulda eğitti. Aynı mahallede yaşattı. Bir kısmı buna karşı çıktı, bir kısmı sahiplendi. Ama devlet kararlılıkla “Biz insanız, biz komşuyuz” dedi.

Türkiye, komşusunun yangınında perdesini kapatmadı. Sınıra tel örmedi. Tersine, yıllarca süren bir politikayla Suriyelilere ev sahipliği yaptı. Birçok Avrupa ülkesi bir kaç yüz mülteciyi kabul edip bunun PR’ını yaparken, Türkiye sessizce 3, 4, 5, 6, 10 milyon Suriyeliyi ağırladı. Hem ekonomik hem sosyolojik ağır bir yükü taşıdı.

Ve şimdi?

Suriye devleti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulama kararı aldı.

Gerekçe ne? Güvenlik mi? Diplomatik tavır mı? "Madem biz size vize veriyoruz, siz de bize verin" mantığı mı?

Sebep ne olursa olsun, sonuç ağırdır. Çünkü bu karar, Türkiye halkının Suriyelilere gösterdiği misafirperverliği görmezden gelmektir. Bu, “Sizin emeğinizi tanımıyoruz” demektir.

Hatta daha ileri gideyim: Bu, bunca yıllık desteği siyasi bir hiçliğe mahkûm etmektir.

Gerçi, bu saatten sonra Türkiye’den Suriye’ye kim, neden gider? Kendi vatandaşının bile artık yaşamak istemediği, yıkılmış, bölünmüş, iç savaştan çıkamamış bir ülkeye Türkler neden vize almak istesin ki?

Ama mesele giden-gelmeyen değil. Mesele bir duruştur. Bir hatırlamadır. Bir teşekkürdür.

Suriye devleti, eğer komşuluğu, vefayı, halklar arası bağları önemseyen bir akla sahip olsaydı, Türkiye’ye teşekkür etmenin bir yolunu arardı. Kapı duvarını daha kalın hale getirmenin değil.

Suriye, bu vize kararıyla en çok kendi halkına haksızlık etmiştir. Çünkü bu topraklar, bir gün yeniden barışla buluşacaksa; o köprü, işte bu günlerin hatırasıyla kurulacaktır.

Ama vizeyle değil.