25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kadınların yaklaşık yüzde 12,8’i hayatlarının bir döneminde şiddetle karşı karşıya kaldı. Kadınlar evlerinde, sokakta ve işyerlerinde fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
Uzmanlar, şiddetin önlenmesi için toplumsal farkındalık artırıcı çalışmaların yanı sıra hukuki ve sosyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor. Eğitim, erken müdahale ve şikâyet süreçlerinin etkin şekilde işletilmesi, kadına yönelik şiddeti önlemede kritik rol oynuyor.
Avukat Aslı Koçak Arıhan, konuya ilişkin olarak, "Toplumsal olarak bir kadının toplumda yer edinmesi için belki erkekten 2-3 kez belki daha da fazla çalışmak zorunda kalıyor." ifadelerini kullandı.
Sosyal Hizmetler Uzmanı Gülnur Yılmaz ise eğitim düzeyi yükseldikçe şiddet oranının düştüğünü vurgulayarak, "Çünkü kadın bilinçli bir varlık oluyor. Sosyoekonomik bir kazancı oluyor." dedi. Yılmaz ayrıca, "Dolayısıyla ben bu şiddeti hak etmiyorum diyebilen bir eğitim düzeyine sahip oluyor. Ya da çıkıp gidebilme gücüne sahip oluyor. Kendini koruyabilme gücüne sahip olmuş oluyor." ifadelerini kullandı.
Kadını korumaya yönelik önlemlerin artırılması gerektiğine de değinen Yılmaz, "Hepinizin bilgisi dahilinde olan KADES ya da işte faili ve mağduru takip eden sistemlerin çok daha yaygın olması mesela şiddeti biraz daha azaltır. Tabii ki şöyle suçun karşılığı olan ceza sistemin de belki mevzuat olarak da yerinden düzenlenmesi daha caydırıcı olması mesela kadına yönelik şiddeti azaltır." ifadelerini paylaştı.