Türkiye'nin önde gelen sanat koleksiyonlarından Taviloğlu Koleksiyonu, modern Türk resminin önemli isimlerini bir araya getiren özel bir seçkiyle ilk kez İstanbul dışına çıkıyor. Bu eşsiz sergi, 2 Ağustos – 15 Ekim tarihleri arasında Inspera Bodrum Kültür Sanat’ta sanatseverlerle buluşacak. Koleksiyonun bu özel seçkisi, Bodrum'un kültür sanat yaşamına yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor.
Türkiye'nin en kapsamlı özel koleksiyonlarından biri
Türkiye'nin özel sanat koleksiyonları arasında önemli bir yere sahip olan Taviloğlu Koleksiyonu, barındırdığı eser çeşitliliği ve kapsamıyla sanat dünyasının dikkatini çekiyor. Daha önce İstanbul'da "Bir Koleksiyoner Hikâyesi" serisiyle yedi farklı mekanda 2400'den fazla eseri sanatseverlere sunan koleksiyon, şimdi Bodrum'da yeni bir sayfa açıyor. "Taviloğlu Koleksiyonu: Modern Türk Resminin Öncülerinden" başlığı altında sergilenecek eserler, koleksiyonun derinliğini ve zenginliğini gözler önüne serecek.
Mustafa Taviloğlu'ndan koleksiyonculuk üzerine açıklamalar
Koleksiyonun sahibi Mustafa Taviloğlu, serginin açılışı öncesi yaptığı açıklamada, bu projenin kendisi için iskambil kulesi benzetmesiyle ne kadar değerli olduğunu vurguladı. Taviloğlu, "1 ayımız var aşağı yukarı sergimizi açmaya. Aklıma şu geldi yatarken, küçükken iskambil kağıtlarından kule yapardık. Oradan bir kağıdı çekerseniz, o kule olmaz ve yıkılır. Bu işim o kule. İnanın o kule. Burada en ufak görevi olanın bile müthiş katkısı var, onu hissediyorum" ifadelerini kullandı.
Koleksiyonun isminin "Taviloğlu Koleksiyon" olarak adlandırılmasının ardındaki aile vurgusuna dikkat çeken Taviloğlu, "Ben bunu hiçbir zaman Mustafa Taviloğlu Koleksiyonu diye adlandırmadım. Bugün de bir Taviloğulları olarak buradayız. Hanımım olmasa bu koleksiyon olmazdı. Doğruya doğru" dedi.
Sanatla tanışma hikayesi: Çocukluktan gelen ilham
Taviloğlu, resimle tanışma sürecini de şöyle anlattı:
"Mutaassıp bir aileden geliyoruz. Bizim evde hiç resim yoktu. Sadece gemilerin fotoğrafları, aile büyüklerinin fotoğrafları vardı. Bir de çok değerli Mekke, Medine – bilhassa Mekke’deki Kâbe’nin – oyma tabloları bulunuyordu.
Kayınvalidem beni çağırdı. Eve gidince baktım, duvarda müthiş büyük bir resim: Türkiye’deki en büyük Şevket Dağ tablosu. Cami içinde dua eden bir adamı gösteriyordu. O günü hiç unutmuyorum. Bir de büfe vardı; büfenin üzerinde de “Bernard Büfe” yazıyordu. Olacak iş değil..."
Yahşi Baraz küratörlüğünde zengin bir seçki
Koleksiyonun oluşum sürecinde önemli katkılarda bulunan usta sanat galericisi Yahşi Baraz’ın küratörlüğünde hazırlanan bu seçkide, figüratif ve soyut sanatın önde gelen temsilcilerinin eserleri bir araya geliyor.
Sergide yer alan otuz iki eser, Türkiye sanat tarihinde iz bırakmış sanatçılara ait. Alaettin Aksoy, Özdemir Altan, Mustafa Ata, Erol Akyavaş, Sabri Berkel, Aliye Berger, Nurullah Berk, Cihat Burak, Adnan Çoker, Burhan Doğançay, Nejat Devrim, Devrim Erbil, Abidin Elderoğlu, Neş’e Erdok, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Balkan Naci İslimyeli, Zeki Faik İzer, Oya Katoğlu, İhsan Cemal Karaburçak, Komet, Mehmet Gün, Nedim Günsür, Mehmet Güleryüz, Neşet Günal, Fikret Mualla, Orhan Peker, Selim Turan, Turan Erol, Ömer Uluç, Burhan Uygur, Güngör Taner ve Fahrelnissa Zeid gibi birçok usta ismin bulunduğu seçki; hem dönemsel hem de teknik çeşitliliğiyle öne çıkıyor. Ziyaretçileri, sanatçıların bireysel ifade biçimleriyle kolektif hafızaya dair izlerini bir arada görebilecekleri zengin bir içerik bekliyor.
Baraz, serginin önemi hakkında şunları söyledi:
“Bilindiği üzere Bodrum, 1970’lerden beri sanatçıların yerleştikleri önemli lokasyonlardan biri. Bu sebeple her ay devam eden sanatsal etkinliklerin yanında özellikle yaz aylarında bu etkinliklerin sayısında artış olduğu birçok önemli kurum ve koleksiyonerin Bodrum’da sanatsal etkinlikleri bütün zenginliğiyle gerçekleştirmeye gayret ettiğini söyleyebiliriz. İşte Inspera bu yeni mekânlardan biri. Sadece sanata odaklanan yaklaşımı ve mimarisiyle dikkat çekiyor. Şimdi Inspera, Bodrum tarihinin en büyük sergilerinden birine ev sahipliği yapmanın gururunu taşıyor. Bir müze sergi… Dileğim o ki Inspera’nın bu etkinliği birçok Anadolu şehrine örnek olsun.”