Su yok ama polemik var!

Türkiye’nin en gözde turizm merkezlerinden biri olan Çeşme, bu yaz sıcaktan değil, siyasetten kaynıyor. Musluklardan su akmasa da, sosyal medyadan bolca laf akıyor.

Su krizi mi? O da neymiş! Asıl mesele, bu krizi hangi parti daha güzel malzeme yapacak, onu konuşalım…

Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, barajlarda yeterli su olmadığını ve gece su kesintilerine başlanacağını duyurdu. Normal şartlarda bu çağrı, "eyvah, bir şeyler yapmalıyız" tepkisi yaratırdı. Ama nerdee… AK Parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan, sosyal medyada hemen sazı eline aldı. “Çeşme susuz değil, CHP’siz kalmalı” dedi. Evet evet, susuzluk bile siyasal kampanyanın fragmanı olmuş. İçme suyu problemi mi var? Ne gam! Önemli olan siyasi şov.

İnan’ın “Yaparsa AK Parti yapar” diyerek DSİ’yi parlatmaya çalışması anlaşılır. Ama vatandaşın musluğundan hâlâ damla akmıyor. Çünkü vatandaşın evinde oy pusulası değil, su sayaçları var.

Bu yüzden de parti kimliği değil, akan su önemli. Ama belli ki musluktan su değil, propaganda akmalıymış!

***

Arıtma tesisi tamamlanmış ama sistem devreye alınmamış. Neden? Test aşamasındaymış. Ne güzel! Sadece su değil, sabır da test ediliyor demek ki.

Peki, neden hâlâ teknik bir açıklama yok? Yoksa bu da mı “gizli bir başarı hikâyesi”?

Ama gerçek şu: Burada kimsenin derdi çözüm değil. Sosyal medya için çarpıcı cümleler üretmek, "karikatür yöneticiler", “sosyal medya fenomeni başkanlar” gibi ifadelerle gündem yaratmak daha kıymetli olmuş.

Milletin musluğundan su akmıyor ama Twitter’dan bolca siyaset akıyor. Halk su istiyor, siz aforizma sunuyorsunuz. Su krizi çözülsün diye bekleyen insanlar, partinizin reklamını değil, tankerin yolunu gözlüyor. Suya siyaset katarsanız, içilmez hale gelir.
Çeşme susuz kalabilir, ama akıl da vicdan da bu kadar kurak olmamalı.

***

Su mu? Eh… O da bir ara gelir herhalde.

İnan ve benzerleri unutmasın: İçme suyu bir kamu hizmetidir. Yani siyaset üstüdür. Devlet dediğimiz şey, yerel ve merkezi yönetimlerin iş birliğidir. Bir tarafta sorun var diye öbür tarafı sosyal medyada linç etmek, ne vicdana ne devlet ciddiyetine sığar.

Üstelik AK Parti, 20 yıldır merkezi hükümet. 2008’den beri İzmir’in su sorununa kalıcı çözüm getirilmemişse, burada sadece belediyeyi değil, hükümeti de sorgulamak gerekmez mi?