Seçimsiz  belediye kazanımı !

Haksızlığı, hukuksuzluğu, yasadışı tutum ve davranışları, demokrasinin hırpalanmasını, insan haklarının ayaklar altına alınmasını uzun zamandır ibretle, dehşetle ve üzüntüyle seyrediyoruz.

Gördüklerimize ve yaşadıklarımıza göre muhalefetin tüm belediyeleri gırtlağa kadar hırsızlığa, yolsuzluğa ve suistimale batmışlar. Öyleyse eğer, hepsi yaptıklarının hesabını vermeli ve cezalarını görmeliler. Ama gerçek öyle mi acaba? Vicdanlarda ciddi kuşkular var. Gece yarısı evlerinden alınanlar, gizli tanıkların ifadeleriyle suçlanıyor, nezarete atılıyor ve çoğu içeri tıkılıyor. Bunlar sıradan insanlar, sıradan bürokratlar değil. Hele polisin tutumu, kişileri ite kaka götürmesi, itibarlarını zedeleyecek davranışlarda bulunması hiç hoş değil. Hani kişi, yasalara göre mahkeme hüküm verene kadar masumdu? Ne masumu, daha evlerinden alınırken bile peşin suçlanmışlar ki polisin hoş görülmesi mümkün olmayan tutumu, bunu açıkça gösteriyor.

Önce şunu sormalıyız, suçlanan ve tutuklanan belediye Başkan ve üst düzey bürokratlarının ,hesapları kitapları Sayıştay tarafından titizlikle denetleniyor. Üstelik İçişleri Bakanlığı müfettişleri, muhalif belediyelerden çıkmıyor, sürekli denetim ve kontrolde bulunuyorlar. Böylesine ciddi bir denetim ağına rağmen, bunca hırsızlık ve yolsuzluk yapılıyorsa eğer, önce iktidardan hesap sormak gerekmez mi? Niye zamanında suçları tespit edip gereğini yapmadınız? Niye hırsızlığa, suistimale ve yolsuzluğa göz yumdunuz? Siz iktidar değil misiniz yoksa..?

İşin bir de başka boyutu var. Sayıştay tarafından denetlenen iktidar belediyeleri hakkında, yığınla dosya, rapor ve gerçekten çok ciddi suçlamalar mevcut. Hatta bunlardan Ankara (Melih Gökçek ve İstanbul (merhum Kadir Topbaş dahil birkaç belediye Başkanı, bizzat AKP Genel Başkanı tarafından görevden alınmadı mı? Ne oldu bunlara, ne oldu yığınla dosyalara? Hiç haklarında bir sürü suçlamalar olan AKP’li Belediye Başkan yada üstdüzey bürokratların gözaltına alındığını veya tutuklandığını duydunuz mu, gördünüz mü? Böyle çifte standart olmaz. Sayıştay’ın raporları TBMM’de görüşülse, şimdi sırça köşklerinde oturan çok insan, yıllarca hapisten çıkamazlar.

Benim partilerle bir yakınlığım yok. Hele CHP’yi yada belediyelerini savunmak bana düşmez. Memleketimin iyiliğinden ve esenliğinden başka bir şey düşünmem. Ama gözün gördüğünü de inkar edemeyiz ki? Seçimle kazanılan belediyeler, seçimsiz ele geçiriliyor. Böyle bir uygulama demokrasinin neresinde var? Nerede kaldı milli irade, nerede kaldı sandıktan çıkanlar? Böyle olacaksa seçime filan gerek yok. Boşuna niye milleti sandığa götürüyoruz ki. Al hepsini görevden, tık hepsini içeri, olsun bitsin.

Her şeye rağmen ben, yargıya ve görevini üstün görev anlayışıyla yapan savcı ve hakimlerimize güveniyorum. İktidarın yaptığı iş yanlıştır, kamu vicdanında tasvip görmüyor. Milletin çoğunluğu yapılan siyasi operasyonların farkında. Meydanlara bakın, tepki ve protestolara kulak verin. Toplanan kalabalıkların üçte biri CHP’li. Gerisi haksızlığa ve hukuksuzluğa direnen insanlar. Bunun bile farkında değil iktidar, CHP’ye verip veriştiriyor. Özgür Özel, tamamı CHP’li olmayan kalabalıkları iyi yönetiyor, formunun zirvesinde ve genel başkanlıktan liderliğe doğru yürüyor. Tabii onun da başına bir bela gelmez, en hafifi Cumhurbaşkanına hakaret davası açılmaz ve dokunulmazlığının kaldırılması istenmezse. Olur mu, bu ülkede olmayan ne kaldı ki..?