Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZBETON ve bazı kooperatiflere yönelik düzenlenen operasyon sonrası partisinin İzmir İl Başkanlığı’nda konuşma gerçekleştiriyor.

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Dün akşam da hep birlikte Saraçhane'deydik. Orada 100 kara günün bilançosuna baktık. Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayına, milletimiz takdir ederse Türkiye Cumhuriyeti'nin bir sonraki Cumhurbaşkanına darbe yapmaya kalkıyorlar.

Gözaltına alınan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'ndan ilk açıklama!
Gözaltına alınan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'ndan ilk açıklama!
İçeriği Görüntüle

Biz de onunla hep birlikte hepinizin de emekleriyle mücadele ediyoruz. Bu sürecin içinde tam 100 karası dediğimiz o 100. günde sabah yeniden biz mücadeleye, direnişe uyanmışken bizi bir başka gündemin içine çekmek bizi deyim yerindeyse dikkatimizi, motivasyonumuzu dağıtmak yeni bir suçlama, yeni bir tartışmanın içine çekmek isteyenler dün sabah İzmir'de bir operasyona giriştiler. Hiçbir arkadaşımızın veremeyeceği hesap yok.

"Dronla adalet aranmaz!"

Hiç şüphe yok baktığınızda niyet ortaya çıkıyor. Bir şafak operasyonu ve bugün gördük ki polis araçlarını, yüzlerce polis aracını emin olun saatlerce uğraşarak verdikleri bir nizamla drone görüntüleriyle özel bir film prodüksiyonu gibi harekete geçişleri ve kişilerin onurlarını, haysiyetlerini zedeleyecek gözaltı görüntülerini servis ettiler.

Maksat adalet aramak olsa dronla aranmaz adalet. Eğer doğrunun, hakikatin peşindeyseniz algı operasyonlarına ihtiyacınız yoktur. O yüzden daha ilk nasıl yapıldığına bakarsanız niyetin ne olduğu ortaya çıkar.

İlk günden beri İstanbul için de söylüyorum. İzmir için de söylüyorum. Hiçbir yerel yönetici yargılanmaktan, soruşturulmaktan muaf değildir. Ama yeter ki yapılan iş adalete uygun olsun, hakkaniyete uygun olsun. Maksat sorgulamak, soruşturmak, hakikate ulaşmak olsun. O yüzden diyoruz yargılamalar TRT'den yayınlansın. Suçlama da duyulsun, cevapları da duyulsun. Ekrem İmamoğlu yargılanmasın demiyoruz. Oradaki belediye başkanlarımız yargılanmasın demiyoruz. Diyoruz ki adil yargılansınlar ve tutuksuz yargılansınlar. Şimdi ben İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bütün pratiğini biliyoruz. O Antalya Cumhuriyet Başsavcısının yetkisinde olan işi oradaki başsavcıya küfredercesine yapan, Ankara'daki başsavcıyı paspas etmekten mevkidaşını rahatsızlık duymayan,

Yetkisine tecavüzü kendinde hak gören bir hadsiz... Dün sabah erken saatlerde yapılan iş İzmir Cumhuriyet Başsavcısına söylüyorum. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının pratiğine iş görüş biçimine özenmektir. Onu taklit etmektir. Şunu bilin. Orada muteber bir adam yok. Orada günü gelince hesap verecek bir siyasi aparat var. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı eğer İstanbul gibi davranmaya veya davrananlara engel olmamaya devam ederse İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına nasıl konuşuyorsak, nasıl muamele ediyorsak gelecekte nasıl muamele edeceksek ona ortak olur. Bunu böyle bilsin.

Bunu böyle bilsin. Eğer eğer gerçekten adaletin peşindeyse yandaş televizyon kanallarının haftalardır, aylardır söyleyeceği hedef gösterdiği, konuşturtuğu İzmir AK Partili siyasetçilerin peşinde olduğu bir dosyayı açacağız, bakacağız, soruşturacağız diyorlarsa ellerinden tutan yok. Bütün imkanlar ellerinde. Ama yeter ki adil olsunlar.

"Tunç Soyer mi kaçacak?"

Dün sabah gidip de gözaltına aldıklarından kim Tunç Soyer mi kaçacak? 3 sene, 4 senelik mevzularla kaçacak olsa 50 kere kaçar. Ne Tunç Soyer'in, ne İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu'nun ne diğer arkadaşlarımızın görev sorumluluk üstlenmiş arkadaşlarımızın veremeyecekleri hesap yok. Bunun için akıllarını başlarına alsınlar.

Tutukluluk, tutuklama tedbiri istisnadır. Bir tutuklama yaparsam herkes diyecek ki tabii burada olması lazımdı. Kaçarken yakalanır, yurt dışına çıkarken yakalanır. Görevdedir. Elinin altında daha dünya kadar delil vardır. Birkaç gün o deliller karartılmasın diye tutulur başka. Görevde olmayan, bunca aydır, yıldır soruşturduğunuz, her birisi bir telefonla gelecek olanları sabah şafak operasyonuyla kollarına ikişer polis karşılarında kamerayla gözaltı görüntüleri bu yapılan işin de bir siyasi operasyon olduğunu, bir algı yönetimi olduğunu gösteriyor. Bunun için buradan açıklıkla şunu söylüyoruz. Biz sürecin ikinci günündeyiz.

"İzmir'in siyaset kültüründe hesap vermek vardır!"

Bundan sonra İstanbul gibi yapacaksanız İstanbul'a nasıl mukabele ediyorsak aynı şekilde buraya mukabele ederiz. İzmir'in hafızasında bir şey var. İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu değerli büyüğümüz. 379 yılla 33 ayrı suçlamayla yargılandı. Her davet edildiğinde gitti. Her mahkemede aslan gibi oturdu. Kendisini savundu. Bir yandan İzmir'e hizmet etti. Bir yandan yargıya hesap verdi. Alnının akıyla. Bir gün bile ceza almadan o soruşturmadan çıktı. O günlerde AK Parti medyası İzmir'in AK Partili siyasetçileri neler söylüyordu.

O yüzden İzmir'in siyaset kültüründe soruşturulmak, hesap vermek ve aklanmak vardır. İzmir'in siyaset kültüründe tutuksuz yargılama vardır. Verilemeyecek hesap yoktur. İçlerinden verilemeyecek hesabı olan çıkarsa tutuksuz yargıladığın, şeffaf yargıladığın, savunma haklarını kısıtlamadığın, avukatlarla eşde ailesiyle uğraşmadığın bir durumda herkes adaletiyle inanırsa sorulan sorulara cevap verilecek cevap yoksa kimse savcıya saldırmaz.

"CHP'nin amiral gemisinde İzmir'de birbirine düşürebilir miyiz?"

Kimse hakime bir şey demez. Ama iftira, gizli tanık, şantaj, zulüm bunlara İstanbul gibi yeltenilirse o zaman adalet aranmaz. Siyasetin aparatı olunur. Bir de işin bir hususu var. Bu yapılan işte neler konuşuluyor, neler konuşturuluyor diye bakınca şu görülüyor. Cumhuriyet Halk Partisini en güçlü olduğu yerde Cumhuriyet Halk Partisinin amiral gemisinde İzmir'de birbirine düşürebilir miyiz? Birbirlerini mi şikayet ettiler? O mu oldu, bu mu oldu? Hepsi hepsini inceliyoruz. Hepsi gözümüzün önündedir. Ben bir Cumhuriyet Halk Partili, bir Cumhuriyet Halk Partili'ye yanlış yaparsa o yanlışı kendime yapılmış sayarım. Bu kadar açık söylüyorum.

"Hiçbir kardeşimi satmadım. Tunç kardeşimi de satmam"

Bu bir bu nifak tohumlarına, bu birbirine düşmelere dikkat edin. CHP birbirine düşerse o zaman amaçlarına ulaşırlar. Efendim adam neler yazdırıyor neler. Yani Cumhuriyet Halk Partisine ameliyat yapacak. Onu da basın üzerinden kendi trollerine şimdiden söylüyor. Efendim Özgür Özel kurultayda kendisini destekleyenlere ölümüne sahip çıkmış. Efendim Tunç Soyer kurultayda karşısındaymış. Özgür Özel gelip sahip çıkmazmış. CHP bu süreçte çok yara alırmış. Bizim ben 10 yaşında Bornova'da yatılıya gittim. 7 sene, 6 sene, 7 sene orada oturdum. Orada okudum. Her yaz eşimle, evladımla tatile giderken hala o yatakhaneden arkadaşlarımla tatile gidiyorum ben. Bizde rekabet olur. Tartışma olur. Kardeşlik hukukuna zeval getirmek olmaz. Hiçbir kardeşimi satmadım. Tunç kardeşimi de satmam.

Ayrıntılar geliyor...

Kaynak: Haber Merkezi