Örgüt ve lider tamam! Ya program?

Şu sıralarda CHP’ye yönelik hukuk darbelerinin dozu iyice arttı. Sorun CHP sorunu olmaktan çıktı, halkın sorunu haline geldi. Yarım yamalak demokrasinin “sandık” tarafı da yok edilmek üzere.

Uzun zamandır, ne kadar çok sayıda muhalefet partisi olsa da, emperyalizm ve karşı devrim kıskacındaki Türkiye’nin kurtuluşu için, önce CHP’nin kurtulması gerekir düşüncesini savunuyorum. CHP’nin bugün meclisteki milletvekilleri ve mevcut örgütü son iki yıl içinde uzaydan gelen bir örgüt değildir. Defalarca seçim kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’nu defalarca seçen bir örgüttür.

CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kurtulduktan sonra seçmene hala yeni bir program sunmadı. Seçmene sundukları iki beyanname hala ortada duruyor. Bir tanesi Altılı Masa için hazırladıkları 2400 maddelik bir program. Diğeri de CHP’nin İkinci Yüzyıl Vizyonu… İkisi de, Atatürk ilkelerinden uzak, soldan kopuk neoliberal politikalar içeriyor.

Bunca yargı darbesinin arasında güme gitmez umarım. CHP, 4-9 Eylül tarihlerinde, geniş bir katılım ile yeni program için bir çalıştay yapıyor. Bu süreçte, özellikle Kılıçdaroğlu döneminde bilinçli olarak tercih edilen Atatürk’ten ve sosyal demokrasiden uzaklaşma politikalarını hatırlatmak isterim.

2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin fiyaskosundan bu yana, özellikle de Altılı Masa faciasından beri sürekli yazdım. Kendi Youtube Kanalımda, Tele1’de konuk olarak katıldığım programlarda anlattım. Yazdıklarım ve konuştuklarımın özü şu idi:

“CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti olmaktan uzaklaştı. Amblemindeki Altı Ok ilkelerini savunamıyor. Atatürkçüleri partiden tasfiye ediyor, Atatürk’e kefere diyen bir siyasal İslamcı adamı, kadın kotasından Parti Meclisine sokup Genel Başkan Yardımcısı yapıyor. 2017 Referandumunda geçersiz oyların geçerli sayılmasına ve Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanlığına itiraz etmemesi başta olmak üzere, bir çok tavrı ile Kılıçdaroğlu, iktidarın gayrimeşruluklarını meşrulaştırdı.

Altılı Masa süreci ise tam bir facia idi. Güya Siyasal İslamcı AKP iktidarı ile mücadele edeceklerdi ama yanlarına Atatürkçüleri almayıp AKP larvası siyasal İslamcı partilerle ittifak yaptılar. Altılı Masanın ilk toplantıdan sonra yaptığı açıklama Cumhuriyetin laik yapısı ile üniter devlet yapısına doğrudan saldırı içeriyordu. “Özgürlükçü Laiklik” diye dünyada olmayan bir kavram uydurdular. Yurttaşlara, etnik kimliğine ve dini inançlarına göre siyaset yapma yolunu açacaklarını ilan etiler.

Hadi onlar Altı Masa’nın ittifak ortakları ile birlikte yazılan seçim vaadiydi deyip geçiştirelim. Ama ortada bir de CHP’nin İkinci Yüzyıl Vizyon Belgesi duruyor. Onur konuğu konuşmacı olarak neoliberal iktisat akımının savunucularından Daron Acemoğlu, çevreci görünerek neoliberal finans dünyasının kredi pazarlamacısı Jeremy Rifkin, (aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı) vardı. Jeremy Rifkin, “Yeşil ekonomi” gibi fiyakalı laflarla Türkiye’nin başına yeni bir dış borç sarmalı örmeye hazırlanıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’na göre 300 milyar dolarlık dış borç ve doğrudan yatırım garanti idi… Ve yine aynı toplantıda, halk tarafından “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” diye tanımlanan 2003-2006 dönemi, Türkiye ekonomisinin en parlak dönemi olarak nitelendi. Kılıçdaroğlu, hızını alamadı, Türk ekonomisini borç batağına sokan ve sıcak paraya mahkum eden Ali Babacan’ın ekonomi politikalarını övdü. Başımıza milyonlarca sığınmacıyı bela eden, Türk askerini diri diri yakan IŞİD’li canileri “Öfkeli Müslüman gençler” diye tanımlayan Ahmet Davutoğlu’nun entelektüel birikiminden çok faydalandıklarını anlattı. Bunlar Altılı Masa toplantılarında değil, CHP İkinci Yüzyıl Vizyon toplantısında konuşuldu.”

Biz bunları ağır bir şekilde eleştirirken, bu vaatlerin Karşı Devrime hizmet ettiğini söylerken, CHP örgütü ve candaş medya bizim gibi düşünenleri “Muhalefete muhalefet mi edilir, AKP’nin ekmeğine yağ sürüyorsunuz” diye linç etmeye kalktı. Kılıçdaroğlu için, karşı devrimin figüranı dediğimiz dönemde bizi linç edenler, şu anda bizden çok Kılıçdaroğlu’na saydırıyor.

Örgüt aynı örgüt, meclisteki milletvekilleri aynı kişiler. Yeni yönetim mitinglerle halkta bir umut yarattı. Ama söylem önemli… Umarım 4-9 Eylül arasındaki Program Çalıştayında CHP, tekrar Atatürk’ü ve Altı Ok’u keşfeder. Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var derken, Atatürk’ü tekrar keşfeden CHP’den söz ediyorum.