O bir Zeus'tu o bir kraldı

Zeus, sıradan bir aslan ismi değildir. Yunan mitolojisinde tanrıların kralı olan Zeus’un bu yırtıcıya isim olarak verilmesi tesadüf değil, bilinçli bir anlamlandırmadır. Hayvanlar aleminde de Zeus, gerçekten de bir hükümdar gibi hareket etmiş, sadece güçle krallığını sürdürmemiştir. Onun liderliği denge sağlanmıştır. Her kükreyişi bir kararı, her susuşu bir öğretiye dönüşmüştür.

Antalya’da bir hayvan parkından kaçan ‘Zeus’ isimli aslanın bir kişiyi yaralaması ve ardından avcılar tarafından öldürülmesi, yalnızca bir güvenlik sorunu olarak yansımaz, yansımamalıdır. Neden vurulup öldürüldü Zeus, neden bayıltılmadı?

Zeus bir aslandı; doğası gereği özgür, bağımsız ve yırtıcı. Ancak o, doğal yaşam alanında değil, insanların denetiminde, hayvan parkı adı verilen kontrollü bir hapishanede yaşıyordu. Hayvanat bahçeleri ne kadar hayvanlara uygun yaşam koşulları sunduğunu iddia etse de, çoğu zaman bu alanlar doğanın simülasyonudur. Aslanlar yırtıcı bir türdür ve elbette ki insanlar gibi düşünmez ki hiçbir hayvan zaten düşünemez. O bulunduğu yerden kaçtı, belki de özgür olmak istedi, ya da sadece kaçtı, o kadar. Ormanın kralı, heybetli, onurlu duruşlu bir aslandı. Ama artık yok… Çünkü ne yazık ki her zaman yaptığımız gibi biz insanlar ki nasıl doğayı katlediyorsak, yine aynı şekilde hayvanları da katletmeye devam ediyoruz. Bu son bulsun, bu son bulmalı…

“Onun adı Zeus’tu, dağlar gibi heybetliydi,

ormanın kalbinde atardı onun nabzı,

Kükremesiyle susardı gece, uyanırdı sabah.

O bir aslandı, evet — ama yalnız değil,

Her adımında yürürdü tarih, gurur, sabır.

Tahtı dikenliydi ama onurluydu duruşu vardı,

Kraldı o; ne altın ne taç arar,

Sadece dengeyi korurdu, yüreğiyle, kükreyişiyle.

Zeus’tu adı, efsane değildi anlattığım —

O bir aslan kraldı, gerçekti, özüyle yüzüyle”