Louvre Müzesi’nde neler oluyor?

Paris’in simgesi hâline gelmiş, dünyanın en büyük ve en etkili müzelerinden biri olan Louvre’da meydana gelen su sızıntısı, kültürel mirasın ne kadar kırılgan bir zeminde varlığını sürdürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Müzede yaşanan olay, ilk bakışta bir teknik arıza gibi görünse de, aslında büyük ve karmaşık müze yapılarının karşı karşıya bulunduğu bakım, koruma ve kriz yönetimi sorunlarını yeniden gündeme taşıdı.

Louvre Müzesi’nin müdür yardımcısı Francis Steinbock’un açıklamasına göre olay, ısıtma ve havalandırma (HVAC) sistemindeki bir vananın kazara açılmasıyla başladı. Bu masum görünen teknik aksaklık, binanın Mollien kanadının tavanından suyun akmasına neden oldu. Louvre gibi tarihi ve fonksiyonel açıdan karmaşık yapılarda tüm mekanik sistemlerin binanın bütününe entegre olduğunu düşündüğümüzde, küçük bir arızanın devasa sonuçlar doğurması şaşırtıcı değil.

Sızıntının özellikle Mısır Eserleri Bölümü yakınlarında yoğunlaşması, yılların arşiv malzemeleri için risk oluşturdu. Her ne kadar suyun doğrudan antik eserlerin bulunduğu galerilere ulaşmadığı belirtilse de, etkilenen alanın müzenin bilimsel ve bibliyografik arşivleri olduğu anlaşıldı.

Steinbock’un açıklamasına göre zarar gören materyallerin büyük çoğunluğu, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başı arasında yayımlanmış Mısır bilim dergileri, katalogları ve bilimsel belgelerden oluşuyordu. Bu belgeler, akademik araştırmalar için önemli olmakla birlikte, müzenin belirttiğine göre hiçbir “benzersiz” veya “geri döndürülemez” nitelikteki eser zarar görmedi. Bu ayrıntı, müze yönetimi için bir rahatlama unsuru olsa da, 300 ile 400 kitabın suyla temas etmesi azımsanacak bir kayıp değil. Arşiv belgelerinin suyla teması; kağıdın lif yapısının bozulması, mürekkebin dağılması, küf oluşumu ve sayfaların birbirine yapışması gibi uzun vadeli sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, müzenin konservasyon ekipleri için zorlu bir süreç çoktan başlamış durumda.

Louvre Müzesi’ndeki su sızıntısı neyse ki telafisi imkânsız kayıplara yol açmadı. Ancak bu olay, dünyanın dört bir yanındaki kültür kurumlarının karşı karşıya bulunduğu kırılganlıkları tekrar hatırlattı. Kültürel miras, yalnızca tarihi eserlerden ibaret değil; aynı zamanda bu eserleri koruyan modern sistemlerin sürekli olarak gözden geçirilmesini gerektiren bir sorumluluklar bütünü.

Her büyük müze gibi Louvre da olaydan çıkarımlar yapacak, prosedürlerini gözden geçirecek ve daha güçlü bir altyapı için adımlar atacaktır. Fakat bu tür olaylar, kültürel mirasın korunmasının ne kadar çok katmanlı ve zahmetli bir süreç olduğunu, en ufak bir ihmalin bile büyük hasarlara yol açabileceğini tekrar ve tekrar kanıtlamaya devam ediyor.