Korkularımız artık daha çok korkutuyor

Yemyeşil ve görkemli bir ormandık eskiden biz, bir zamanlar. Yüzyıllardır aynı yerdeydik ve baltayı henüz tanımamıştık o zamanlar. Ama gün geldi kırıp geçirdiler bizi. Tek tük ağaçlardık artık, eskiden orman adı verilen yerlerde.

Benim en yakın komşularım bile çok uzaklarda şimdilerde. Rüzgarların taşıdığı mesajlarımız, adresi şaşırmadan ulaşırdı yerine çok da eskimemiş zamanlarda.

Dallarımız, yapraklarımız, kollarımız ne kadar da istekle yaklaşırdı birbirlerine o zamanlar. Komşuluğa gitmelere bile gerek yoktu, hep yakınlardaydık zaten.

Dallarıma sıkça bakıyorum bu aralar, bazen de koca gövdeme takılıyor bakışlarım. Ne kadar uğraşsam da hayat kavgasında aldığım yaralarımın çoğu tam olarak kapanmıyor bir türlü. Açık yaralarımdan içeriye ne kadar çok beklenmedik, hesapta olmayan acı sızıyor tanrım!

Ve eskiden ağlayabiliyordumcanım ne zaman isterse. Oysa gözyaşlarımı bile neredeyse kuruttu bir başına kalmışlığım…

Ben ve dostlarım şayet izin verirsek ancak inebilirdi toprağa güneş, o eski güzel zamanlarda. Oysa şimdilerde ayın bile taktığı yok hiçbirimizi.

Gölgemde onlarca canlıya kol kanat gerer, hayat verirdim o zamanlar. Uzun ve güçlü kollarımla sarardım sevdiklerimi…

Bir zamanlar hanemi şenlendiren kuşlar bile uğramaz oldu şimdilerde. Yolunu şaşıranlar gelip konuyor tek tük. Bir süre kalıp başka diyarlara doğru kanat çırpıp gidiyorlar çok geçmeden.

Uzaklarda kalmış dostlarımdan çok istesem de kolay haber alamıyorum artık. Ne yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını, acılarını, sevinçlerini, yaralarınıbilmiyorum.Eskiden akşamdan sabaha kalmaz sarardım yaralarımı özsularımla. Oysa şimdi ne kadar da zor her şey. En küçük darbeler bile günlerce uğraştırıyor beni.

Eski saygılarını kaybetmiş kurt ve çakal sürüleri gelip geçiyor yanımdan bazen. Artık verecek bir şeyimin kalmadığını onlar da biliyor çünkü…

Dallarıma destek veremiyor dostlarım şimdi;karın, selin, fırtınanın ardından. Eğildiğim yerlerden, kırılmadan kendim doğrulmak zorundayımartık ve bunubilmeknekadar da kahrediyor beni…

Yitirdim eski zamanlardaki o deli cesaretimi ve nedensiz korkularım bile daha bir korkutuyor beni…

Geniş ve birbirine tutkun bir aileydik eskiden biz. Ve sanırdık ki hiç kimsenin yıkamayacağı kadar büyük ve güçlü kalacaktık hep.

Oysa direnemedik zamana. Dostlarım gibi benim de önce en çok sevdiklerim çekip gidiyor birer birer. Ve bütün bu olan bitenden sonra artık bir şeyi çok iyi anlamıştım…Her şey zamanında güzeldi ve tadını o zaman doya doya çıkarmalıydık. Bir zamanlar bizi mutlu eden şeylerin olduğu yere yeniden gitmenin anlamı yokmuş…

Dallarım ıssız artık, yapraklarımda eskisi kadar sıradan böcek bile yok. Gövdem yaralarla sarsılmış ve köklerim daha sık uyarıyor beni:

Artık daha dikkatli ol usta, zor zamanlardan geçiyoruz…