İzmir Barosu, yaşama hakkının açıkça ihlal edildiğini ve tutuklamanın bir cezalandırma aracına dönüştürüldüğünü belirtti.
Yaşam hakkını tehdit ediyor
Açıklamada, M. Murat Çalık’ın cezaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmadığına dair tıbbi raporlar bulunduğu, buna rağmen tutukluluğun devamına karar verildiği vurgulandı. Baro, bu durumun hem Anayasa'nın 17. maddesiyle güvence altına alınan “yaşama hakkı”na hem de temel insan haklarına aykırı olduğunu belirtti.
Tutuklama ceza değildir
İzmir Barosu, tutuklamanın yalnızca yargılamayı güvence altına almak amacıyla başvurulan istisnai bir tedbir olduğunu hatırlatarak, özellikle son dönemde siyasi nitelikli davalarda tutuklamaların cezalandırma aracına dönüştüğünü ifade etti. Mehmet Murat Çalık hakkında verilen kararın da bu izlenimi doğurduğu belirtildi.
Tedavisizlik İşkencedir
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulunan İzmir Barosu, cezaevinde uygun sağlık hizmeti alamamanın fiziksel ve ruhsal bütünlüğe yönelik ağır bir hak ihlali olduğunu ifade etti. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, son 17 ayda cezaevlerinde 1.026 kişinin hayatını kaybettiği hatırlatıldı.
Adalet inancı zedeleniyor
Baro açıklamasında, “Teşhis ve tedavisi yapılmadan işkence çektirilen, hapishanede hayatını kaybeden ya da ölümüne ramak kala bırakılan insanların olduğu bir toplum, adalete olan inancını da kaybeder” denildi. İzmir Barosu, hasta tutukluların tedavi hakkı için süreci yakından takip edeceklerini ve hukuki mücadelenin sürdürüleceğini kamuoyuna duyurdu.