İzmir Barosu tarafından “Dünya Engelliler Günü” dolayısıyla basın açıklaması yaptı.

Alsancak Baro binasının önünde düzenlenen açıklamaya İzmir Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, Engelli Hakları Komisyonu üyeleri ve avukatlar katıldı.

Baro adına açıklamayı okuyan Komisyon üyesi Avukat Suna Ağı;

“Eşitlik mücadelesinin takipçisiyiz. Engelli hakları için sorumluluklarımızı hatırlatıyoruz” mesajı verdi.

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5. maddesi, devlete; kişilerin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayan engelleri kaldırma ve sosyal hukuk devleti ilkesini hayata geçirme görevini yüklemektedir” sözleriyle açıklamalarına başlayan Ağı;

Dünyanın gençleri İzmir’de kültür elçisi oldu!
Dünyanın gençleri İzmir’de kültür elçisi oldu!
İçeriği Görüntüle

“Buna rağmen engelli yurttaşlarımızın eğitim, sağlık, adalet, ulaşım, istihdam ve sosyal hizmetlere erişimi bakımından son bir yılda yaşanan ihlaller, bu görevin sistematik biçimde yerine getirilmediğini bir kez daha göstermiştir. Geride bıraktığımız yılda; Bakımevleri, rehabilitasyon merkezleri ve özel bakım kuruluşlarında ortaya çıkan işkence, kötü muamele, ihmal ve istismar vakaları, kamu denetiminin yetersizliğini acı biçimde gözler önüne sermiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı kurumlarda yaşanan ölümler, kayıtlara bile tam olarak yansımamış, sağlıklı soruşturmalar yürütülmemiştir. Otizmli bireylere yönelik şiddet görüntüleri, özel eğitim merkezlerinde yaşanan hak ihlallerinin münferit değil yapısal olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Son bir yıl içinde, engelli bireyin bakım yükünü yalnız başına taşımaya zorlanan ailelerin yaşam hakkını sonlandırdığı vakalar artmış; engelli bireylerin destek sistemi, bir “sosyal koruma ağı” olmaktan çok uzak kalmıştır” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin birinci maddesinin açıkça engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerden tam ve eşit şekilde yararlanmasını sağlama yükümlülüğünü devletlere yüklediğinin hatırlatıldığı açıklamada;

“Türkiye’de engelli yurttaşlarımız hala en temel hak olan “yaşama hakkı” eşiğinde kalmaktadır. Diğer yandan, kamu makamları 3 Aralık gününü, bir hak mücadelesi günü olarak değil; “sevgiyle engelleri aşma” söylemine sıkışan bir temenni günü olarak ele almaya devam etmektedir. Oysa engellilik alanında sorun sevgi değil, hak ihlali, ihmal, erişilemezlik ve ayrımcılıktır. Engelli bireylerin haklarına ilişkin talepler, sadaka ve yardım söylemiyle gölgelenemez” denildi.

Son olarak;

“İzmir Barosu olarak bir kez daha vurguluyoruz: Engelli bireylerin bakım ve gözetim altında tutulduğu tüm kurumlarda bağımsız izleme mekanizmaları etkin biçimde işletilmeli, maruz bırakıldıkları şiddet ve istismar dosyalarındaki cezasızlık politikasından vazgeçilmelidir” vurgusu yapılırken şunlar aktarıldı:

“Özel eğitim merkezleri, rehabilitasyon merkezleri ve bakımevlerinde kamera zorunluluğu, şeffaf denetim ve uzman istihdamı sağlanmalıdır. Engelli bireylerin eğitim, sağlık, istihdam ve adalet hizmetlerine erişiminde yaşanan ayrımcılık ve fiziksel ya da dijital erişilemezlik derhal giderilmelidir. Ailelere ücretsiz, nitelikli ve sürekli bakım desteği, psikososyal destek ve güvenli kamusal hizmetler sağlanmalıdır. 2024–2025 döneminde hazırlanan mevzuat değişikliklerinde yer alan ve hakları kısıtlayabilecek düzenlemeler, STK’ler, barolar ve engelli örgütleriyle birlikte yeniden değerlendirilmelidir. Bizler, ne engelli bireylerin insan onuruna aykırı uygulamalara maruz bırakılmasına ne de eşit yurttaşlık haklarının “hayatta kalma mücadelesi” seviyesine indirgenmesine izin vereceğiz. Engelsiz bir toplum, hak temelli politikalar olmadan mümkün değildir. İzmir Barosu olarak, tüm kamu kurumlarını sorumluluklarını yerine getirmeye; toplumun tüm kesimlerini engelli bireylerle birlikte eşitlik, adalet ve onur temelinde bir yaşam için somut adımlar atmaya davet ediyoruz.”

Kaynak: SONMÜHÜR