‘İyiler’ yaşar

Yaşam, insana verildiği anda anlaşılmaz. O, hazır bir bilgi gibi sunulmaz; adım adım, zamanla, bazen acıyla bazen sevinçle kendini açar. İnsan doğar, nefes alır ve daha ilk anda bu büyük yolculuğun içine bırakılır. Kimse ona yaşamın anlamını fısıldamaz. Herkes onu kendi kalbiyle keşfetmek zorundadır.

Yaşam bazen sabahın ilk ışığında gizlidir. Güneş yavaşça yükselirken, her şey yeniden başlar. Bazen de gecenin derin sessizliğinde saklanır; insan kendi iç sesiyle baş başa kaldığında. Yaşam, yüksek sesle konuşmaz. Onu duymak için durmak, yavaşlamak ve hissetmek gerekir.

İnsan çoğu zaman yaşamı bedeniyle tanımaya çalışır. Koşar, yorulur, düşer, kalkar. Zamanla beden değişir, güç azalır, izler belirir. Ama yaşam bedenle sınırlı değildir. Asıl yaşam, insanın içinden geçen duygulardadır. Sevinçte, özlemde, korkuda ve umutta… Bir kalbin başka bir kalbe dokunduğu o anlarda yaşam derinleşir.

Yaşamın en büyük öğretmeni zamandır. Zaman alır, verir, bazen bekletir. İnsan sabırsızdır; hemen anlamak ister. Oysa yaşam aceleye gelmez. Bazı cevaplar yıllar sonra gelir, bazı sorular ise hiç cevaplanmaz. Ama belki de cevapların eksikliği, yaşamın kendisini daha değerli kılar.

İnsan yaşadıkça anlar ki yaşam sadece mutlu anlardan ibaret değildir. Kayıplar, hayal kırıklıkları ve sessiz acılar da onun bir parçasıdır. Ancak yaşam, en çok kırıldığımız yerden güç verir. İnsan, acıyı tanıdıkça derinleşir; karanlığı gördükçe ışığın kıymetini bilir.

Yaşam, küçük anlarda saklıdır. Bir gülümsemede, bir bakışta, bir kelimede… Büyük anlamlar bazen en sade anların içinden çıkar. İnsan bunu fark ettiğinde, yaşam daha yavaş ama daha anlamlı akar. Artık sadece var olmak yetmez; hissetmek ister.

Belki de yaşamın sırrı, onu tamamen anlamaya çalışmaktan vazgeçtiğimiz anda başlar. Çünkü yaşam, çözülmek için değil, yaşanmak için vardır. İnsan sevdikçe, bağ kurdukça ve anlam aradıkça bu yolculuk derinleşir.

Ve sonunda insan şunu fark eder: Yaşam, dışarıda aranan bir şey değildir. O, insanın kalbinde atar, düşüncelerinde dolaşır, sessiz anlarında konuşur. Yaşam, insanın kendisiyle kurduğu en uzun ve en gerçek bağdır.