Enflasyona savaş bahanesi

Merkez Bankası, 19 Haziran Perşembe günü faizleri indirecek mi? İsrail, İran’ı vurmadan önce beklentiler farklı idi, patlak veren savaş sonrası beklentiler farklılaştı.

Merkez Bankasının para piyasası aktörleri arasında yaptığı beklenti anketine katılan 23 ekonomistten 19’u politika faizinin yüzde 46’da sabit tutulacağını, ikisi bir puan düşürüleceğini tahmin etti. Gelen bilgilere göre, Merkez Bankasının ve Mehmet Şimşek’in tercihi de, 19 Mart sonrası piyasalarda oluşan deprem etkisinin henüz geçmediği ve faizleri düşürmenin erken olacağı yönünde.

Ancak reel sektörün beklentisi ise faizlerin düşürülmesi yönünde… İş dünyasının temsilcisi STK’lar, faizlerin düşürülmesi için Cumhurbaşkanının da kendilerinden yana tavır alması için açıklama üstüne açıklama yapıyorlar. Dedikleri şu: “Madem, TÜİK yüzde 1.5 gibi beklentilerin altında bir enflasyon açıkladı, bu durumda Merkez Bankası faizi indirmezse, hem TÜİK’in enflasyon oranlarına inanmıyor, hem de yıl sonu için kendi koydukları yüzde 29 seviyesindeki enflasyon hedefinin tutmayacağını düşünüyor. Bu durumda toplumda oluşan enflasyonun düşmeyeceği inancını pekiştirirler.”

Sadece bu iddia ile de sınırlı kalmıyorlar. Ekonominin çarklarının durduğunu, sanayi üretiminin son bir ayda yüzde 3.1 gibi bir oranda gerilediğine, yüzde 32.2 seviyesine gelen geniş tanımlı işsizliğin daha da artacağına işaret ediyorlar.

Ancak İsrail’in İran’a saldırısı ve karşılıklı açıklamalara göre savaşın uzayacak gibi görünmesi, tüm hesapları alt üst etti. İçerideki hatalı ekonomi politikalarının yanına şimdi dış etkilerden kaynaklanan önemli bir enflasyonist baskı geliyor.

İsrail saldırısının hemen ardından petrol fiyatları yüzde 7 dolayında arttı. İran, Hürmüz Boğazını kapattığını açıkladı. Bu, petrol fiyatlarının daha da yükselmesi demek. İlk etki olarak arka arkaya benzin ve mazota zam geldi. Bu zamlar sadece ulaşımda değil, tarımdan, sanayiye, dağıtım zinciri ve perakende sektörüne kadar her alanda enflasyonist baskı yapacak.

Bölgedeki istikrarsızlık, Türkiye’nin risk primini (CDS) yükseltti. Türkiye’nin borçlanma maliyetleri artacak. Jeopolitik risklerle birlikte, turizmin etkilenmesi, gelen sıcak paranın çıkması, yabancıların ve yerlilerin döviz talebinin artması ve kurların yükselmesi de olası. Merkez Bankasına göre, kurların yükselmesi, enflasyonla mücadelede en büyük risklerin başında geliyor. Bu savaş patlak vermeseydi, enflasyon düşecek miydi? Hayır düşmeyeceklerdi. Tekrarlamaya gerek yok. Defalarca yazdık, televizyonlarda anlattık. Mehmet Şimşek ve Merkez Bankasının enflasyonla mücadele politikası eksik ve hatalı…

İçerideki, hukuksuzluğun ve siyasal gerginliğin üzerine, ortaya çıkan jeopolitik gerginlik, zaten faizi indirmek için gönüllü olmayan Merkez Bankası ve Mehmet Şimşek’in eline bir koz verdi. Hem faizleri düşürmeyecekler, hem de düşürmek bir yana daha da artacak olan enflasyon için bahane bulacaklar. Olan yine iyice yoksulluk sınırında ve altında yaşayan nüfusun yüzde 80’ine olacak.