Çöp krallığı

Çöp krallığı

Belediyelerin “olmazsa olmaz” öncelikli görevi; şehri temiz tutmak, yani çöpü toplamak… Ve vatandaşın musluğundaki suyu akıtmaktır… Bunun ötesindeki hizmetler talidir…

Gel gör ki; sokakları b.k götürüyor… Bu rezilliği görünce dayanamadım… Haddimi aşarak kendimi Aziz Nesin ustanın yerine koymaya çalıştın… “Aziz Nesin yaşasaydı acaba bu manzara karşısında ne yazardı” dedim ve aşağıdaki öyküyü kaleme aldım…

Bir sabah Karşıyaka’da bir fare, elinde kocaman bir dosyayla belediyeye girmiş. Kapıdaki güvenlik önce anlamamış.

- Hemşerim nereye?

- Başkanla görüşeceğim, demiş fare.

Güvenlik şaşkın:

- Ne işin var başkanla?

- Haklarımızı konuşacağız. Çöpler bizim oldu artık. Hani “her şey halk için” diye pankart asıyordunuz ya, biz de halkız işte!

O sırada yukarı kattaki sinek temsilcileri de belediyeye gelmiş. Ellerinde dilekçe:
“İzmir genelinde sinek nüfusunun hızla arttığı, bu nedenle sineklere yönelik barınma, beslenme ve ulaşım haklarının güvence altına alınması...”

Belediye başkanı paniklemiş. Bir yandan müteahhitler arıyor…

- Hakedişinizi yatırdık, merak etmeyin!


Öte yandan sekreterine fısıldıyor:

- Şu farelerle sinekleri ikna edin, bir ‘kardeşlik konseri’ düzenleyelim. Bedava olsun, halk da gelir, kokuyu unuturlar.

O akşam meydanda konser verilmiş. Halk çöplerin kenarında oturmuş, kokuyu bastırmak için şarkılara eşlik ediyor. Sinekler havada dans ediyor, fareler halay çekiyor. Belediye başkanı kürsüden gururla konuşmuş:
- İşte çağdaş belediyecilik! Hep birlikte yaşıyoruz!

Sabah olduğunda çöpler daha da büyümüş. Ama olsun... İzmir’de artık yeni bir düzen vardı: İnsan, fare ve sinek kardeşliği !