CHP 39. Olağan İstanbul İl Kongresi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi’nde başlayan kongrede halihazırda İl Başkanı olan Özgür Çelik tek adaydı.

Kongrede konuşma yapan Özgür Çelik şunları dile getirdi:

CHP Tunceli İl Başkanlığı’na Berkay Gündoğan seçildi
CHP Tunceli İl Başkanlığı’na Berkay Gündoğan seçildi
İçeriği Görüntüle

Yarınımız güzel olsun diye bugün ağır bedeller ödeyenler var. Yarının güzel Türkiye’si için zindanlarda yol arkadaşlarımız var. Ben buradan Silivri’ye, Türkiye’nin umuduna, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na bir selam göndermek istiyorum. Tek suçları İstanbul’da İstanbul halkının hiç görmediği hizmetleri gerçekleştirmek olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışkan, onurlu bürokratlarına, ilçe belediyelerimizin bürokratlarına, başkan yardımcılarına selam olsun. Meclis üyelerimize selam olsun. Zindanlardaki tutsak yol arkadaşlarımıza selam olsun. Tabii bir de korkuya, tehdide, şantaja boyun eğerek, özgürlüğünün telaşına düşerek topuklayanlar var. Onlara da yuh olsun. 2023 seçimlerinden sadece bir gün sonraydı. 29 Mayıs sabahına hep birlikte uyanmıştık. O sabah toplumun büyük kesiminde bir yılgınlık hakimdi. İnsanlar umudunu kaybetmişti. Gençler heyecanını yitirmişti. Kadınlar umudunu kaybetmişti. İnsanlar işine, okuluna bile gitmek istemiyorduk. O umutsuz ortamda, o karamsar ortamda tam seçimlerden bir gün sonra birisi çıkıp bir söz söyledi, bir cümle kurdu ve bir kıvılcım çaktı;

‘Kimse endişe etmesin. Her şey yeniden başlıyor. Unutmayın. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ dedi.

Ekrem Başkanım değişim çağrısı, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in değişimin yüzyılı, yüzyılın değişimi çağrısı, bu topraklarda yeni bir umudun başlangıcını ifade ediyordu. Tam o dönemde İstanbul İl Kongremiz gerçekleşmişti ve 2023 kongremizde 'Biz size yeni bir yol, yeni bir başlangıç vadediyoruz' demiştim. 'İstanbul’dan yayılacak umutla Anadolu’yu aydınlatmaya geliyoruz' demiştim. 2023’te İstanbul’dan yayılan o umut dalgasıyla Genel Başkanımız Özgür Özel öncülüğünde Türkiye’nin birinci partisi olduk. Türkiye’nin birinci partisi bugün kararlı, emin adımlarla iktidara yürüyor. Hep birlikte iktidara yürüyoruz. Bugün Türkiye’nin birinci partisiyiz ve Türkiye’nin azınlık iktidarı bizi sandıkta yenemedi. Ne yapıyorlar? Bugünleri yaşıyoruz. Yargı sopasıyla üzerimize geliyorlar. Amaçları 15,5 milyon yurttaş oyuyla belirlenmiş Cumhurbaşkanı adayımızı saf dışı bırakma, sandığı sembolik hâle getirme çabası. Seçimle alamadıkları belediyelere araçsallaştırdıkları yargıyla çökmeye çalışıyorlar. Sadece CHP’lilere değil; azınlık iktidarının arkasında hizalanmayan herkese, gazetecilere, sanatçılara, öğrencilere, diğer siyasi partilere, iş dünyasına, emek dünyasına operasyonlar, tutuklamalar yapıyorlar, gözdağı vermek istiyorlar, toplumun gerçek sorunlarının üzerini örtmek istiyorlar ve yalanlar, iftiralar karşısında gerçekler konuşulmasın istiyorlar.

Tüm basınlara rağmen, bütün finansman baskısına rağmen, bütün yargı tacizine rağmen CHP’li belediyelerimiz tarih yazmaya devam ediyorlar. Metro yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Bu kentte belediyelerimiz yeni yeşil alanlar kazandırmaya devam ediyorlar. Belediyelerimiz, çocukların beslenme çantasını doldurmaya devam ediyor. Okullara su sebili takmaya devam ediyorlar. Burslar vermeye devam ediyorlar. Hatta AK Partili belediyeler, bakanlıklar bizim belediyelerimizi taklit ediyorlar. Projelerimizi kendi belediyelerinde uyguluyorlar. Biz de bundan memnuniyet duyuyoruz. Şikayetçi de değiliz. Ekrem İmamoğlu öncülüğünde 2019’da İstanbul’da başlayan halkçı belediyecilik uygulamaları dalga dalga Anadolu’nun dört bir yanına yayılıyor. Buradan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Ekrem İmamoğlu’na İstanbul halkı adına yürekten teşekkür ediyorum. Baktılar yargı tacizleriyle, tutuklamalarla, operasyonlarla CHP’yi durduramayacaklar; başladılar bu sefer partimizin kurumsal kimliğine saldırmaya. Tutuklamalar var, yargı tacizi var. İçeridekiler 10-15 metrekarelik hücrede, dışarıdakiler her gün hedef gösteriliyor ama hizmetler asla durmuyor. CHP’li belediyeler çalışmaya devam ediyor. CHP’li belediyeler toplumla bağ kurmaya devam ediyor.

‘Eyvah, CHP’yi durduramıyoruz. Belediyeleri durduramadık. Emin adımlarla iktidara yürüyorlar.’ Belediye operasyonlarıyla bizi durduramayınca partimizin kurumsal kimliğine saldırmaya başladı. Tertemiz kongrelerimize, kurultaylarımıza dava açtılar. 5 bin polisle il binamıza geldiler. Amaçları, CHP’yi kavgalı göstermek, bölmek. ‘Bir de bunu CHP’liler üzerinden yapalım. Birbiriyle polemiğe girsinler. Vatandaş da onları izlesin. Desin ki, 'Bu CHP’liler yine birbirine girdi’. Biz ona fırsat vermedik. ‘O zaman CHP’yi bölebilir miyiz? 90’larda olduğu gibi yine aradan sıyrılabilir miyiz?’ Ne oldu 1990’larda? CHP’nin adayı, SHP’nin adayı, DSP’nin adayı, Doğruyol’un yolun adayı, ANAP’ın adayı 5 parça. Yüzde 24’le aradan sıyrıldılar. Önce İstanbul’u, 23 yıldır Türkiye’yi yönetiyorlar. Şimdi yine aynı 90’ları bize yaşatmak istiyorlar. ‘CHP’yi kavgalı gösterelim ya da ne yapalım? CHP’yi bölmeye çalışalım’ ve siyasallaştırdıkları yargıyla partimizin itibarına gölge düşürmek istiyorlar. Partimizin kurumsal kimliğini yıpratıp iktidar yürüyüşümüzü durdurmak istiyorlar. Şimdi o ceberut iktidarın ne yapmaya çalıştığını biz çok iyi biliyoruz. Biz onların bütün darbe girişimlerini nasıl püskürtüleceğini de Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel öncülüğünde parti yöneticilerimizle çok iyi biliyoruz.

Bir de kendilerine ‘CHP’liyim’ diyen ve kendilerine bunun üzerinden siyasallaşmış yargı kararlarıyla yol açmaya çalışanlar var. Kendisini siyasallaşmış yargının oyuncağı hâline getirmiş olanlar var. 5 bin polisin arkasına sığınıp, baba ocağına gelip kadınlara biber gazı, milletvekillerinin suratına, gençlere biber gazı, cop; yaralananlar, gözaltına alınanlar, o 5 bin kişinin arkasına saklananlar var. Hiçbir şey söylemedim bugüne kadar ama bugün tek bir şey söylüyorum. ‘Şu kadar yıllık, bu kadar yıllık CHP’liyim’ diyerek olmaz. İşte er meydanı burası. İşte minder burada. Varsa kendinize güveniniz, varsa cesaretiniz gelin buyurun aday olun, yarışalım. Bırakın siyasallaşmış yargının kararlarını. Gelin mindere çıkalım, er meydanında yarışalım. Gelin aday olun, el mi yapan, bey mi yaman; hep birlikte görelim. Öyle siyasallaşmış yargının kararlarının arkasına sığınıp, baba ocağına gelip, kadınların, gençlerin suratına gaz sıkıp insanları yaralamakla CHP’li olunmaz. CHP’de kavga yoktur. Bir tarafta ceberut iktidara teslim olmuş 3-5 kişi vardır. Bir tarafta da tıpkı bu salonda olduğu gibi partisini savunmak için kenetlenmiş CHP neferleri vardır. Bir tarafta bir avuç oligark vardır. Bir tarafta halk vardır. Bir tarafta kayyumlar vardır, bir tarafta seçilmişler vardır, bir tarafta makam mevki düşkünleri vardır, bir tarafta da onların karşısında direnenler vardır. Bir tarafta Türkiye’nin azınlık iktidarı vardır, bir tarafta da milletimiz vardır. Milletimiz bizimledir. Milletimizle birlikte hep birlikte iktidara yürüyor.

Nasıl 19 Mart’ta Saraçhane’de gençlerle, öğrencilerle, kadınlarla, emekçilerle bir darbe girişimini püskürttüysek hep birlikte kayyumları da püskürttük. Geçen ay delegelerimizin iradesiyle olağanüstü kongremizi topladık. Bir kez daha kayyumu püskürttük. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel seçildiği günden bugüne kadar iki tane olağanüstü kurultay gerçekleştirdi. O kurultaylarla yapılmak istenen darbe girişimi püskürttü. Bugün bir kez daha olağan kongremiz için burada hep birlikte bir aradayız. Bugün gerçekleştireceğimiz olağan kongremizle birlikte o kanunsuz mahkeme kararlarının hepsini konusuz hâle getiriyoruz. Halkın partisini, baba ocağını savunanlara, 19 Mart’ta darbeyi püskürtenlere, il binasında 5 bin polise karşı direnenlere yürekten teşekkür ediyorum. ‘Yel kayadan toz alır’ derler. İşte kaya burada, örgüt burada. Mahkeme kararlarıyla CHP’yi dizayn etmeye çalışanlar şunu bilmiyorlar; İstanbul’da her gece milyonlarca hanede vicdan mahkemeleri kuruluyor. Arkadaşlarımızı yargılamadan cezalandırmaya çalışanlar, partimizin kurumsal kimliğine saldıranlar, halkın vicdanında her gece her gün yargılanıyorlar, her gün mahkûm oluyorlar. Buradan Türkiye’nin azınlık iktidarına sesleniyorum: Ne yaparsanız yapın, zulmünüzde boğulacaksınız. Erken seçim sandığı, er ya da geç milletin önüne gelecek, yenileceksiniz.

Tarihin sırtımıza yüklediği sorumluluğun farkındayız. Bu toprakların siyasal tarihi iki hattın mücadelesinin tarihidir. Bir yanda halktan, eşitlikten, adaletten, aydınlanmadan yana olanlar; diğer yandan imtiyazlı, korkudan, sömürüden beslenenler. Bir dönem Pir Sultan, Sivas Valisi’ne karşı halkın sözüydü. Bir dönem Türkan Saylan karanlığa karşı bilimin, eğitimin ışığıydı. Bugün bu tarihi sorumluluk, bu salondakilerin, bizlerin üzerindedir. Biz geçmişin mirasıyla geleceğin sorumluluğuna sahip çıkanlarız. Sorumluluğumuzun farkındayız. İddia ediyorum. Türkiye’nin yakın geleceğini biz yöneteceğiz. Tıpkı 2019’da Ekrem Başkanımızla yazılan tarih gibi yakın geleceğin yazıldığı şehir yine İstanbul olacak. Genel Başkanımızın İstanbul’la ilgili çok güzel bir değerlendirmesi var. Geçen gün ilçe başkanları toplantısında söyledi. Dedi ki, ‘İstanbul’a kar yağmazsa Türkiye’ye kış gelmez. İstanbul’da güneş doğmazsa Türkiye’ye güneş doğmaz’. Biz de diyoruz ki bir kez daha İstanbul’dan büyük bir meşale yakacağız. İstanbul’dan yaktığımız meşale bir kez daha Anadolu’yu aydınlatacak. İstanbul’dan geldiler, İstanbul’dan gidecekler.