İzmir Şehir Tiyatroları Kurucu Genel Sanat Yönetmeni tiyatro sanatçısı Yücel Erten İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü İZBETON soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda, gözaltında tutuluyor. 80 yaşındaki Yücel Erten’in, uzun süredir kronik sağlık sorunları yaşadığı biliniyor.
Yücel Erten’in, eski eşi tiyatrocu Nesrin Kazankaya sosyal medya hesabından ise şunları paylaştı: “Türkiye’nin en önemli tiyatro insanlarından, oğlumun babası Yücel Erten gözaltına alındı!! Üzüntüm ve öfkem sonsuz! İzmirli sanatsever avukatların dikkatine!” Tiyatrocu Yücel Erten’in gözaltına alınması sanat camiasında da dikkat çekti. Bu durum sadece sanat camiası açısından değil, tüm İzmirliler ve yüreği sanat için, tiyatro için atanları da etkiledi. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Efendiler ; Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hattâ cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat, sanatçı olamazsınız” sözünün derinliğini de bir kez daha hatırladım. Çünkü, sanatçı olabilmek, toplum için bir şeyler üretebilmek elbette ki incelikli bir yaratıcılık, pratik bir zekâ ve özgün bir ruha sahip olmaktır. Eğitim, okumak ve çalışmak tiyatro, resim, heykel, seramik ve müzik dalında eserler icra etmenizi sağlar, belki de çok iyi eserler de üretebilirsiniz. Fakat bir Picasso, Van Gogh, Beethoven, Leonardo Da Vinci… olmak çok çok zor, imkansız da denilebilir. Onlar özel insanlardır, bu dünyaya iz bırakmak için geldiler ve Yaşar Kemal’in söylediği gibi, “O güzel atlara binip çekip gittiler.”
Sevgili Yücel Erten de ismi İzmir Şehir Tiyatrolarıyla, tiyatroyla özdeşleşen bir sanat insanı. Ömrünü sanata vermiş bir gönül insanı… Erten, “Biz sanatçılar yalnızca duygular dünyasının ve ilhamın değil; aynı zamanda aklın, bilginin, bilincin, vicdanın ve emeğin kuracağı, yeni ve güzel bir dünyanın neferleriyiz. Daha uygar bir dünya, kardeşçe ve daha iyi bir yaşam ve daha duyarlı, daha birikimli bir toplum; biz sanatçıların vazgeçilmez düşüdür. Bu yüzden sonunda, divan kurup yasa yapmayı da öğrendik” der. Sanatın ömrümüzdeki yerini kültürümüzdeki paha biçilmez değerini anlatır. “Sahnelerimiz insanlığın kendisiyle yüzleştiği, tarihiyle ve geleceği ile hesaplaştığı, iyi ile kötüyü ayırdettiği, önyargılarla savaştığı, aydınlığa ulaşmaya çalıştığı şenlik alanlarıdır” sözüyle de Erten, tiyatro sahnelerinin yüceliğinden bahseder. Tiyatro, tıp kı diğer sanat dalları insanı anlamayı ve içindeki derin duyguları anlatmayı sağlar. En bilinen deyişle tiyatro; “İnsanı, insana, insanla ve insanca anlatma sanatıdır.” Nasıl ki yaşamak için nefes almak, su içmek ve yemek yemek kaçınılmazsa, hayatımıza anlam katmak içinde sanat ve tiyatro kaçınılmazdır. Sanat yoksa ruhsuz kalırız, bir robottan farkımız olmaz. Hislerimize tercüman olan, sevincimize sevinç katan yahut acımızı aktan yol ortadan kalkar.
Peki kimdir Yücel Erten?
19 Ekim 1945'te Muş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Antalya ve Ankara'da tamamladı. Çocukluktan itibaren tiyatro ile ilgilendi. Ankara Radyosu'nun Çocuk Saati programına eleman yetiştirmek için açtığı kurslara, Halkevi'nin tiyatro kurslarına katıldı. Arkadaşlarıyla Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) altında Ankara Gençlik Tiyatrosunu'nu kurarak oyunlar sahneledi. 1964 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı'nın Tiyatro bölümüne girdi. Konservatuvarda öğrenci olduğu sırada amatör tiyatroya devam etti. Arkadaşları ile Sahne 9 topluluğunu kurdu.1969 yılında Soytarılar adlı oyunu sahneleyerek Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Yüksek Devresini bitirdi ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nda stajyer sanatçı olarak göreve başladı. 2021'de kurulan İzmir Şehir Tiyatroları'nın kurucu genel müdürü oldu. Tiyatronun açılışı Yücel Erten'in 1995'te Aziz Nesin öykülerinden uyarladığı Azizname adlı oyunla yapıldı Yabancı dillerden Türkçeye oyun çevirileri, sahne uyarlamaları, Türkçeden Almancaya 5 oyun çevirisi vardır. Kadınlar Devleti, Cumhuriyet Yolu ve Suikast isimli üç oyunu bulunur. Ödenekli tiyatroların sorunları hakkında "Devletin Tiyatrosu Olmaz mı?" (2012), tiyatro anılarını içeren "Akıntıya Kürek" (2018) ve "Yelkenler Fora" (2023) adlı kitapları vardır.