ASIL ADIYLA HAGİOS IOANNİS KİLİSESİ, AYVALIK’IN ÇOK KATMANLI TARİHİNİN SESSİZ AMA GÜÇLÜ TANIKLARINDAN BİRİDİR
Bugün Saatli Cami olarak yaşamını sürdüren Hagios Ioannis Kilisesi, Ayvalık’ın yalnızca dini değil, kültürel ve toplumsal hafızasının da bir parçasıdır. Bir kiliseden camiye dönüşen bu taş beden, bize şunu fısıldar: Kentler, ancak geçmişleriyle birlikte anlaşılır
Ayvalık’ın taşı toprağı tarih kokuyor ama kentin kuruluşuyla ilgili çeşitli görüşler var. Ayvalık kentinin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu, şimdilik kesinlik kazanmış değil. Kentin kuruluşu ile ilgili olarak, günümüzde üç yaklaşım etkili: Bunlardan birincisine göre, Ayvalık kasabası (15. yüzyıl sonu 16. yüzyıl başlarında), çevredeki adalar halkının korsan baskı ve saldırılarından kaçmaları sonucunda kurulmuş. Kurucu göçmenler önce Kabakum’a daha sonra Eğribucak’a yerleşmiş. Buraları da terk eden ya da terk etmek zorunda kalan halk Küçükköy’e, oradan da Ayvalık’a göçmüş.
Ayvalık’ın tarihi kimliği
İkinci görüşe göre ise, kasabayı Türkler kurmuş. Türkmenler Çaşnigir, Eskiköy ve Hanaylı adı verilen yerlerde oturmuş, geçimlerini zeytincilikle sürdürmüş. Ancak bugün için bu iki görüşün herhangi birinin daha gerçekçi olduğunu ileri sürecek bilgi ve bulgular mevcut değil.
Kentin kuruluşuyla ilgili bir başka görüş ise Prof. Dr. Ömer Özyiğit’e ait. Özyiğit’e göre, günümüz Ayvalık’ının bulunduğu yerde ve civarında, 15. yüzyıl öncesinde yerleşimin olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Bu dönem Bizans Dönemi’ni ve sonrasını gösterir; çünkü gerek bugünkü Ayvalık kentsel sitinin bulunduğu alanların altında ve gerekse Cunda (Alibey) Adası ile Lale Adası’nın arasındaki köprünün Cunda Adası tarafındaki antik yerleşimde Bizans Dönemi seramikleri görülür. Öte yandan bugünkü Ayvalık’ın altında Geç Bizans ve Erken Osmanlı Dönemleri katmanları vardır. Bu seramik buluntularına göre, adadaki yerleşim biter ve yerleşim ana kara tarafında devam eder. Özyiğit’e göre, bu demektir ki antik dönemden günümüze kadar yerleşim süreklilik göstermiştir.
Daha önceki haftalarda Taksiyarhis Kilisesi (Anıt Müze), Ayazma, Rahmi M. Koç Müzesi ve diğer müzelerle ilgili yazıları kaleme almıştım. Daha sonraki haftalarda farklı konularda yazmıştım. Ayvalık’ın tarihi kimliğini kaldığımız yerden anlatmaya devam edeceğim. Saatli Cami’ye gitmek için, Talatpaşa Caddesi üzerinden çarşı içine girildiğinde, yolun ilk bitiminden sola dönüldüğünde Saatli Cami levhasını görürsünüz, sokak içinden kısa sürede camiye ulaşırsınız. Bugün Saatli Cami olarak yaşamını sürdüren bu yapı, Ayvalık’ın yalnızca dini değil, kültürel ve toplumsal hafızasının da bir parçasıdır. Bir kiliseden camiye dönüşen bu taş beden, bize şunu fısıldar: Kentler, ancak geçmişleriyle birlikte anlaşılır. Ve bazı yapılar, zamana karşı değil, zamanla birlikte ayakta kalır.
Sessiz ama güçlü tanık
Ayvalık’ta, bazı yapılar yalnızca taş ve harçtan ibaret değildir; zamanın kendisini taşır. Fevzi Paşa Mahallesi’nde, Cami Sokağı’nda yükselen ve bugün “Saatli Cami” olarak bildiğimiz yapı da onlardan biridir. Asıl adıyla Hagios Ioannis Kilisesi, Ayvalık’ın çok katmanlı tarihinin sessiz ama güçlü tanıklarından biridir. Fransız misyoner François Tarillon’un 1700-1710 yılları arasında tuttuğu notlar, bize dönemin Kydonies’inin (Ayvalık) nüfus yapısı hakkında önemli ipuçları verir. Tarillon’a göre yerleşimde 600 ev vardır ve bu sayı Moschonisi (Cunda) ile aynıdır. Eski Taksiyarhis Mahallesi’ne ek olarak Hagios Dimitrios ve Hagios Ioannis mahalleleri de bu dönemde şekillenmiş. İşte bu bilgilerden yola çıkarak, Hagios Ioannis Kilisesi’nin ilk inşasının 18. yüzyılın başlarına uzandığı düşünülür.
Ancak bugün gördüğümüz yapı, 1869-1870 yıllarında yeniden inşa edilen ikinci yapıdır. Araştırmacı Dimitrios Psarros’a göre Ayvalık’ta iz bırakan birçok kilise gibi Hagios Ioannis de, Ayvalıklı mimar Emmanuel Kounas’ın eseridir. Çınarlı Cami olarak bilinen Hagios Georgios, Cunda’daki Taksiyarhis Kilisesi ve bugün artık var olmayan Hagios Nikolaos Kilisesi de onun imzasını taşır. Mübadelenin ardından Hagios Ioannis Kilisesi camiye çevrilir. Çan kulesindeki saat nedeniyle halk arasında “Saatli Cami” adıyla anılmaya başlanır. Belki de bu saat, yalnızca zamanı değil, belleği de ölçmeye devam eder. Yüzyılın sonlarına gelindiğinde Ayvalık’taki kilise mimarisi önemli bir dönüşüm geçirir. Bazilikal plan terk edilir; yerini neoklasik cephe düzeniyle birlikte haç planlı yapılar alır. Hagios Ioannis ve Hagios Georgios kiliseleri, bu mimari anlayışın ilçe merkezindeki en belirgin örnekleridir.
Kozmopolit mimari kimlik
Yapı, doğu-batı doğrultusunda uzanan kapalı Yunan haçı planındadır. Üç nefli düzeni, içten üç, dıştan tek apsisi vardır. Batı cephesi, mimari açıdan en dikkat çekici bölümdür: Podyum üzerinde yükselen narteks, iyon başlıklı sütunlar, yuvarlak kemerli kapı ve üçlü pencere düzeniyle güçlü bir simetri sunar. Neoklasik çizgilerle gotik öğelerin bir arada kullanıldığı cephe, Ayvalık’ın kozmopolit mimari kimliğini açıkça yansıtır. Yapının güneybatı köşesindeki çan kulesi ise başlı başına bir hikâye anlatır. Piramidal yükselişe sahip bu kule, 1944 depreminde üst bölümünü kaybetmiş. Dörtgen kaidesi, saat yerleştirilmiş gövdesi ve en üstteki çan bölümüyle, kentin siluetinde uzun yıllar belirleyici olmuş.
01 KUTU KUTU KUTU
Bazı yapılar, zamana karşı değil, zamanla birlikte ayakta kalır.
Bugün Saatli Cami olarak yaşamını sürdüren bu yapı, Ayvalık’ın yalnızca dini değil, kültürel ve toplumsal hafızasının da bir parçasıdır. Bir kiliseden camiye dönüşen bu taş beden, bize şunu fısıldar: Kentler, ancak geçmişleriyle birlikte anlaşılır. Ve bazı yapılar, zamana karşı değil, zamanla birlikte ayakta kalır. Saatli cami de, yaşanan depremlere karşın zamana direnen ve ayakta kalmayı başaran, kentin en önemli ibadet merkezlerinden biri olmayı hak etmiş. Beş vakit ibadet dışında, kente gelen yerli ve yabancı konukların uğrak noktası olan cami, tamir edilip çalışan saatiyle de ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Çarşının içinde olması nedeniyle de Ayvalık’ın en hareketli merkezlerinden biri.
KAYNAKÇA
Dimitrios Psarros, To Aivali, 2017, s.6
Berrin Akın Akbüber, “19.Yüzyıl Ayvalık Rum Ortodoks Kiliselerinin Cephe Düzenine Yönelik Tipolojik Bir Yaklaşım ve Cephe Karakterlerinin Oluşumuna Etki Eden Faktörlerin Değerlendirilmesi”, UNESAK 2018 Kongre Bildirileri, s.560.
Yasemin İnce Güney, “Appropriation and Authenticity: The case of Transforming Churches into Mosques in Ayvalık”, International Journal of Architecture & Planning, 2016 Volume 4, Issue 2, s.43.
Berrin Akın Akbüber, “19.Yüzyıl Ayvalık Rum Ortodoks Kiliselerinin Cephe Düzenine Yönelik Tipolojik Bir Yaklaşım ve Cephe Karakterlerinin Oluşumuna Etki Eden Faktörlerin Değerlendirilmesi”, UNESAK 2018 Kongre Bildirileri, s.560.