“Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri.
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri,
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.” Ümit Yaşar Oğuzcan
Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir tarihsel figür değildir, Türk edebiyatında da varlığını sürdürür. Onu konu alan her şiir, bir kahramanlık anlatısının ötesinde, ulusal benliğin yeniden tanımlandığı bir bilinç düzeyini temsil eder. “Mustafa Kemal’i Düşünüyorum” adlı şiir, bu yönüyle, hem lirizmi hem de epik duyguyu aynı potada eriten simgesel bir metindir.
Şiirde ilk dikkat çeken imge, “yeleleri alevden al bir at”tır. Bu at, sıradan bir binek hayvanı değil, Türk destan geleneğinden süzülüp gelen bir taşıyıcıdır. Alev, hem savaşın yıkıcılığını hem de devrimin arındırıcı gücünü temsil eder. Mustafa Kemal’in bu ata binmesi, onun tarihin sıradan akışına müdahale eden bir kahraman olarak yüceltilmesini sağlar. Şair, burada doğayı da insanın ruh hâline katmakta; “yüce dağlar” ve “engin denizler” metaforlarıyla, Mustafa Kemal’in zorlukları aşan iradesini simgeselleştirmektedir.
“Atın yeleleri” ve “altın saçlar” gibi unsurlar, liderin çevresine ışık yayan bir figür olarak kurgulandığını gösterir. Rüzgâr, burada yalnızca doğa öğesi değil, tarihin itici gücü olarak karşımıza çıkar. Şairin “ışıl ışıl yanıyor mavi gözleri” dizesi, Atatürk’ün bakışını bir vizyon metaforuna dönüştürür. Bu vizyon, hem Türk milletine yön verir hem de modernleşme sürecinin sembolü hâline gelir.
Şiirin ikinci bölümünde anlatı, tarihe geçer. “Yanmış, yıkılmış savaş meydanları” dizesi, Cumhuriyet’in hangi bedeller üzerine kurulduğunu hatırlatır. Ancak bu yıkımın içinde bile bir yeniden doğuş anlatısı vardır: “Destanlar yaratıyor cihanın görmediği.” Bu ifade, hem bireysel hem de kolektif kahramanlığın yüceltilmesidir. Şair, Mustafa Kemal’i yalnız bir lider olarak değil, her askerde vücut bulan bir “ruh” olarak tasvir eder: “Her askeri Mustafa Kemal gibi.” Bu dize, kişisel kahramanlık kültünü aşarak, Atatürk’ü bir toplumsal bilincin simgesi hâline getirir.
“Mustafa Kemal’i düşünmek” , şiirin merkezinde yer alan en önemli kavramsal eksendir. Şair, düşünmeyi bir anma eylemi olmaktan çıkarıp, bir yaşam biçimine dönüştürür. Mustafa Kemal, bu noktada geçmişin değil, sürekli yenilenen bir zihinsel devrimin temsilcisidir. Dolayısıyla şiir, sadece bir övgü değil, bir çağrıdır: Düşünmek, yaşamak ve dönüştürmek için.